19. YÜZYILDA KURAKLIK OLAYLARI

Abone Ol

19. Yüzyıl Osmanlı Devleti, 20.Yüzyılın ilk 35 yılı Türkiye Cumhuriyeti için çok kısa kesintilerin yaşandığı neredeyse 130 yıl aralıklarla farklı şiddetlerde süren bir kuraklık dönemi olmuştur.

Karaman Vilayetinde yüzyılın hemen başında ortaya çıkan kuraklık sonucu ot dahi yeşermemiş, hayvanlar açlıktan ölmüş, halk neredeyse tamamına yakını Karaman’ı terk etmiş, İstanbul’da Karaman Mahallesi kurulmuş. Göçler Kırım’a kadar uzanmıştır.

1844/1845 yılları Anadolu başta olmak üzere Osmanlı coğrafyasının büyük bir bölümünde yaşanan kuraklık tarım ürünü elde edilemediği için devletin vergiden vazgeçmeyi kabullendiği dönem olmuştur.

1844/1845 yılında yağışların yetersiz olmasından kaynaklı 1845’de tüm etkilerini göstermiştir. Osmanlı Devleti’nde halkın büyük çoğunluğu geçimini çiftçilik yaparak sağladığı için yaşanan kuraklık halkı zor durumda bırakmıştır. Kıtlıkla karşı karşıya gelinmesinin yanında su ve bitki kaynaklarının da yetersizliği insan ölümlerine yol açmıştır.

Bu kuraklık ve ardından yaşanan yağmur ve sel baskınlarıyla geçirilen kış mevsimi Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Batı Anadolu’da da hububat ekimine zarar vermiştir. Mahsul alamayan köylü büyük sıkıntı içine düşmüştür.

1865 yılında Aydın ve çevresinde bir kuraklık olayı daha yaşanmış ve pamuk üretiminde ciddi bir verim kaybı söz konusu olmuştur. Bundan dolayı da bazı pamuk işletmeleri ham maddesiz kalarak çalışamaz duruma gelmişler ve iflasını açıklamak zorunda kalmışlardır.

1874 yıllarında iki büyük kuraklık ve sonucunda da kıtlık yaşamıştır. Yaşanan kuraklıklar Osmanlı Devleti’nin birçok yerinde olduğu gibi Anadolu’da da Ankara, Konya ve Bursa’da etkisini göstermişti. Kuraklığa bağlı olarak ortaya çıkan kıtlık bölgenin tarımsal faaliyetlerinin büyük ölçüde düşmesine ve dolayısıyla tahıl ürünlerinde pahalılık yaşanmasına, hayat şartlarının zorlaşmasına neden olmuştur.

1874 kıtlığıyla beraber Ankara kaza ve sancaklarından Ankara merkezine doğru bir göç hareketi yaşanmıştı. Ankara merkezine yaklaşık olarak 4.000 kişi göç etmişti. Ankara’nın yakın çevresinden yapılan göçler sonucunda umduğunu bulamayan halk yeniden göçe hazırlanmış ve yaklaşık olarak 30.000 kişi Adana, Bursa, Kastamonu, Sivas, Gümüşhane, Samsun, Tokat, Erzurum, Düzce, Bergama, Adapazarı, İzmit, İstanbul ve Halep’e gitmişti.

1880’de Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerin kuraklıkla boğuştuğunu biliyoruz. Niğde Mutasarrıflığı’ndan Dâhiliye Nezareti’ne çekilen 30 Kasım 1916 tarihli telgrafta Niğde'ye yedi aydır yağmur yağmaması dolayısıyla şiddetli kuraklık yaşandığı belirtiliyor, merkezin yardım etmesi isteniyordu.

1886 senesinin güz mevsiminde metrekare bazında yağışın az olması nedeniyle halk güz dönemindeki tohumları ekememişti.

Savaş dolayısıyla seferberlik yüzünden kuraklık çekmeyen bölgelerde bile hasat yapılamadığı için 30 bin kişi Trabzon, , Giresun ve Sivas’a göçtü. 1917 ve 1918 yıllarında Osmanlı coğrafyasının bazı bölgelerinde büyük kuraklıklar yaşandı.