AYDIN YEREL TARİHİ

Abone Ol

Tarih pek keyifli bir ilim ,

Sizden önce neler olup bittiğini öğrenip, yolunuza ona göre yön vermek sizi hedefe ulaştıracaktır.

Önce yerelde , sonra genelde tarihimizi bilmek öğrenmek zorundayız.

O zaman gelecekte puzzle’in parçalarını birleştirip ancak anlam verebiliriz.

Çok değil Aydın’ın 100 yıl öncesini kimler biliyor..?

1919 ylında Yunan işgalinin anılarına , bilgilerine hangi kaynaktan ulaşabiliriz..?

Asaf Gökbel Milli Mücadelede Aydın kitabını yazmamış olsaydı, Mustafanın Romanı (Memleket Çocuğu ) kitabını Zeki Mesud Alsan kaleme almasaydı, koca bir hiç..!

En iyi öğrenme yolu , okumak mı , gezip görmek mi sizce..?

Tevatür o dur ki,peygamberimize dileğini iletmek için,huzurunda heyecanlanan Evliye Çelebi,

“şefaat ya resulullah” diyeceği yerde,

“seyahat ya resulullah “ deyiverince,

Duası yanlış olsa da kabul olur ve böylece soluğu yıllarca gezdiği dolaştığı Anadolu şehirlerinde almış, diye anlatılır.

Emekli mühendis ve bürokrat olsam da ,Evliye çelebi yamağı gibi,

Aydın İlçeleri ve köylerinde gezinip dolaşırım.

hafta sonları İl dışında fuar ve etkinlikleri izlerim.

yanımda makine fotoğraflarını görüntüleyip,

“al gözüm seyreyle Aydın’ı “ misali,

bu köşede ve sanal medyada paylaşıyorum.

Boşuna dememişler,”çok okuyan değil , gerçekten çok gezen bilir.”

Ama gezerken” bakmak ve görmek” arasındaki farkındalığa varmak ve anlamak ..!

Önünden geçen ama baktığı halde görmeyen değil,

baktığını gören biri merakındaysanız,

en az bir kitap okumuş kadar olursunuz.!

Çünkü gezerken üç duyunuz ile algılarsınız,

Görürü,işitir, hisseder duyarız..!

Bu şehri ziya Aydın içinde ne güzellikler barındırır bir bilseniz..!

Karacasu’da hala arasta içindeki semerciler,yorgancılar,

Aydın Mesudiye mahallesi Nargile kahvesinde müdavimler,

Dalya demeye üç beş yıl kala geçen yıl bugünlerde yitirdiğimiz duayen futbol adamı ve canlı tarih Semerci Orhan usta’lar,

Bozdoğanda eski adıyla “şinanay “ denilen gaz lambasını on liraya satan aktarlar,

hiçbir yerde bulamayacağınız eşyaları satan dükkanlar,

Nostalji eşyalar, çalar saatler, efsaneler..!

Bir halk kültürü yok olup gidiyor ..!

eskiyi yaşatmak o şehrin ve içinde yaşadığı kentlinin kimliğidir.

kimliksiz bir yaşam, atasız yersiz yurtsuz yurttaşlar gibidir.

Milli olmadan milletlerarası olunmaz.

Efsane isimler birer birer göç ederken ,

Aydın’ın sözel tarihi duayen ustaları da ,

efsaneleriyle göç edip , anılarını paylaşmadan götürüyorlar.

Aydın Valilik ve Belediye Kültür Müdürlüğünü göreve davet ediyorum.

kimler geldi kimlere geçti bu gök kubbenin altından ..!

Kimleri misafir etti bu bitek topraklar.

her biri sözel Aydın tarihi duayen ustaları,

En son Nizamettin Sarıbaş büyüğümüz siyaset ustasının vefatından sonra , Aydın’ın tarihi de birer birer yitip gitmeye başladı.

Aydın’da yaşayan ve sağ kalan tarihimizin canlı tanıklarını, yaşadıklarını anlatacaklarını kayıt altına alalım.

çok sonra değerinin anlayacağımız yakın tarihimizin bu yaşayan tanıkları,

tarihimizin tükenmeye bitmeye yüz tutmuş , gaz lambalarıdır.

Tamamen sönmeden ,Aydın’ın yakın tarihini yaşayan bu ustaları ,

asırlık çınarları koruma altına alalım,

ses ve görüntülerin sözel tarih olarak kaydedelim.

Neler anlattıklarını , efsanelerini gelecek nesillere aktaralım.

*****

İşte 45 yıl önce Hilmi Tükel’in yerel SES gazetesinde yayınlanan bir haberin kupürü..!

Onlarca yıl sonra bu haber gerçek oldu ve bu şifa hazinesi, Aydın’ın başında Jeotermal belası olarak anılmaya başladı.

İşte böyle Aydın’ın canlı tarihi tanıkları , tarihe kazandırmalıyız.

Aydın’da uzun yıllar gazetecilik yapan bir Hilmi Tükel’i tanıyan kaç kişi kaldı ,ya da Atatürk’ün Aydın’a geldiğinde Vali’nni evine Erkek Sanat Okulundan elektrik çeken

Halkevinin sinemacısı Haydar Özde ‘yi..?

Bu konuda Kuşadası’nda YEREL TARİH adı altında aylık dergi çıkaranlar dostlarımın hem kutluyorum hem de kıskanıyorum .

Ticaret Odası önceki dönem başkanı Sevgili Ali Ergül dostumuzun kişisel çabalarıyla,

Kuşadası’nın ileri gelenlerinin desteğiyle ,”KUYETA “ Kuşadası yerel tarih grubunun,

Kuşadası hakkında topladığı bilgileri görsel malzemeleri paylaşarak zengin bir yayın arşivi oluşturdu.

hatta binlerce lira harcayarak , Milli Kütüphane ve Başbakanlık dökümantasyon merkezinden , Kuşadası ile ilgili tüm yayınları ve belgeleri temin ederek , Osmanlıcadan tercümesini YEREL TARİH dergisinde yayınlamağa başladı.

Benim görüşmemde nice efsanelerin gün yüzüne çıktığı hayretle anlatımından dinledim.

Kuşadası dönüşü yolu değiştirerek, Soğucak köyü tarihi mezarlığını gezdim.

Osmanlıca bir çok mezar taşının yer aldığı tepedeki mezarlıkta denize hakim manzaralı bir de türbe var.Soğucak köyünün eskiden “Hanya” adında bir Rum köyü olduğunu belirten köylüler,

bu tarihi yerleşim hakkında çok da fazla bir şey de bilmiyorlar.

Belediyelerin acilen ADÜ ile irtibata geçerek mahalleye dönüşen köylerimizde araştırmaya başlaması ,tarih zengini Aydın kentinin geçmişini araştırması,

bu kentin bugün atanmış ve seçilmiş karar organı yetkililerinin görev ve sorumluluğudur.

Bu son sözüm de başta Sayın Vali yavuz Selim KÖŞGER , ADÜ Rektörü Osman Selçuk ALDEMİR, ve Büyükşehir Belediye Başkanı ÇERÇİOĞLU ,İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat YILMAZ ile İlçelerin belediye Başkanlarınadır...!

Gerisi ise “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” misali tüm kaymakamlara..!

Haydi daha çok geç kalmadan, tarihe tanıklık etmiş çınarları yarından tezi yok, , ahrete intikal etmeden ,Yerel değerlerimize ve tarihimize sahip çıkalım...!

Önce yerel değerlerimiz ,sonra evrensel kültür,

Çünkü Ulusal olmadan , uluslararası olunmaz..!

SÖZÜN ÖZÜ :

HERŞEYİN BİR ŞEYİNİ,

AMA BİR ŞEYİNDE HERŞEYİNİ

EN İYİ BİLMELİ ..!

MEHMET ÖZÇAKIR

mehmetozcakir@hotmail.com

P.K:110 EFELER – AYDIN

GSM . 0.532.3722627