Türkiye’nin coğrafi işaretli kestane üretiminde lideri Aydın’ın Köşk ilçesinde, hasat başladı. Ancak bu yıl kuraklık ve artan maliyetler, üreticilerin hasat beklentilerini zora soktu. Bu sezon incirde yaşanan ihracat ve fiyat mağduriyeti, hasada başlayan kestane üreticilerinde endişe yarattı. Köşk’teki üreticiler, mahsullerinin değer bulmamasından korkarken, Ziraat Odası Başkanı Levent Güler, kestane rekoltesinin geçen yılı geçeceğini belirterek, “Piyasa henüz oturmadı, çiftçimizin arkasındayız” dedi ve üreticilere moral verdi.
Köşk Ziraat Odası Başkanı Levent Güler, hasadın genel olarak iyi geçtiğini belirterek, “Kestane hasadımızın bütün üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Kestane çok meşakkatli bir iş. Hasadı zordur. Yevmiye ücretlerini oturttuk. Şu an için sıkıntısız bir hasadımız var. Bazı bölgelerde kuraklıktan dolayı kalibrelerde küçülme var ama bize göre rekolte iyi olacak” dedi.
“PİYASA DAHA OTURMADI”
Fiyatların henüz netleşmediğini belirten Güler, “Bizim kestane alıcımız İtalya. Piyasa daha oturmadı. Çiftçimizin sesi olarak gerekli yerlerle iletişim halindeyiz. Üreticimizin arkasındayız” dedi.
“İNŞALLAH ÇİFTÇİMİZ HAK ETTİĞİ DEĞERİ KAZANIR”
İncirde yaşanan sorunlara da değinen Güler, “İncirde aflatoksin sıkıntıları yaşandı ama ihracatçılarımız ilk yüklemeleri yaptı, gemilerimiz yola çıktı. İnşallah sıkıntısız geçer. Piyasa açılırsa çiftçimiz hak ettiği değeri kazanır. İncir ve kestane Aydın’a özgü tescilli ürünlerimiz. Allah yolunu açık etsin” dedi.
Öte yandan Köşk’ün Ahatlar Mahallesi’nde yaklaşık 100-150 kestane ağacına sahip olan üretici İbrahim Akbaş, geçen yıla göre ciddi verim kaybı yaşadıklarını belirterek, “Geçen sene 2,5 ton kestane hasat ettik bu bahçeden, bu sene 1,5 ton gelse iyi. Kuraklıktan dolayı verim düştü. Mahsuller sıkıntıda bu sene, verim çok düşük” dedi.
“İHRACAT OLMAZSA ÜRÜNLER ELİMİZDE KALIR”
Üretici İbrahim Akbaş da bu yıl kuraklıktan dolayı kestanelerin küçüldüğünü belirterek, “Kestane bahçesinde hasattayız. Kuraklıktan dolayı kestanelerimiz ufak, kalibre düşük. Ama iyi olan yerler de var. Allahtan gelen bir şey tabi, idare etmeye çalışıyoruz” dedi.
Fiyatların üreticiyi memnun etmediğini dile getiren Akbaş, “Fiyatlara 100-150 TL arası diyorlar ama yarın ne olur bilmiyoruz. Üretici fiyatlardan memnun değiliz. Kestane ucuz. Her şey tüccarın elinde. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık” ifadelerini kullandı.
“KENDİ İMKANLARIMIZLA ÜRETİYORUZ”
Devletten herhangi bir destek alamadıklarını söyleyen Akbaş, “Şu an devletten bir desteğimiz yok. Herkes kendi imkânlarıyla üretiyor. Tüccara bakarsan, ‘satamıyoruz’ diyorlar. Onlara da bir şey diyemiyoruz. İhracat olmadıktan sonra kestane elimizde kalır” dedi.
“KESTANEDE İHRACAT KOTASI ARTTIRILSIN”
Kestane ihracatında kota artışı talep eden Akbaş, “Kestane ihracatında kota artırılmasını istiyoruz. İç piyasa bu kadar kestaneyi çekemez. Bu kestaneler elimizde kalır. İncirler mesela elimizde kaldı. Önce iyiydi, 300-400 TL’ydi fiyatlar ama sonra 150-170 TL’ye düştü. Tüccar ‘ihracat açılmadı’ diyor. Devlet ihracatı açmalı. Mahsulümüzün para etmesi için başka çare yok” dedi.
İşçilik maliyetlerinin üreticiyi zorladığını da ifade eden Akbaş, “İşçi yevmiyeleri bazı bölgelerde 5 bin TL’den bahsediyorlar. Tamam zor bir iş, adam ağacın başına çıkıyor ama biraz da üreticiyi düşünmek lazım. Ben işçiye bu parayı vermesin demiyorum, verelim ama bizim ürün para etmiyor. Üründen para kazansam, işçiye zaten 5 bin TL veririm” dedi.
“ÜRETİCİNİN DURUMU İYİ DEĞİL”
Ortak kestane üreticiliği yapan üretici, Şuayip Ertaş, 15-20 yıldır kestane üretimi yaptığını belirterek, “Bu sene kuraklıktan dolayı kalibreler düşük. Yüksek kısımlardaki ağaçlarda biraz daha iyi durum var ama genel olarak kestane ufak. Fiyatlar şuan 100-150 lira arası değişiyor. Hasat bittikten sonra ne olur bilmiyoruz. Üreticinin durumu iyi değil. Kestanede fiyat düşük, incirde de öyleydi” diye konuştu.
Artan yevmiyelere dikkat çeken Ertaş, “Ziraat odalarının açıkladığı yövmiyelere göre çırpıcı 3 bin 500, toplayıcı bin 500, çekiciler 3 bin lira diye açıklandı. Ama buranın ortalaması bu fiyatları kabul eder mi? Hasat sonu belli olur” dedi.
Kestane hasadının zor ve meşakkatli bir iş olduğunu vurgulayan üretici, “Ağaçtan çırpıyorsun, sarp yamaç arazilerde çalışıyoruz. İşçilik zor. İşçinin de işverenin de işi zor. İşveren biraz daha mağdur” ifadelerini kullandı.
“İNŞALLAH KESTANE DE İNCİR GİBİ OLMAZ”
Yaklaşık 20 yıldır kestane işinde olan Refiye Günay ise üreticinin durumunu şu sözlerle özetledi: “Bu sene çiftçi mağdur oldu. İncirler elimizde kaldı, bizi çok mağdur etti. İnşallah kestane de incir gibi olmaz. Tek beklentimiz ürünlerin satılması. İncirin yarısı elimizde kaldı. Ne alan var ne satan. Çiftçi maliyetini çıkaramadığı zaman mağdur oluyor.”
Kestane hasadının zorluklarından bahseden Günay, “Ağaçtan çırpılan kestaneleri eldivenle çuvallara topluyoruz. Zor bir iş, dikenleri batıyor, sarp arazide çalışıyoruz” dedi.