Televizyon, akıllı telefonların iletişimde merkez-çevre ilişkisini kırmalarından başka ciddi etkilerinden de söz edenler bulunmaktadır. Bu araçların zihni tahrip ettiğine dair iddialar mevcuttur. İnsan zihni tembelliğe alıştırıldığı zaman sürekli aynı şekilde kalmak ister. Bu anlamda televizyon insanı düşündürmeyen bir alet olarak kabul edilebilir. Televizyonda görsel bir malzeme aynı zamanda sözle desteklenmektedir. Hatta kocaman puntolu yazılarla, müzikle durum abartılmaktadır. Bu nedenle televizyona aptal kutusu denmesi tamamen tesadüf değildir. Ya da televizyona kara kutu denmesi bu bağlamda yorumlana bilir. Televizyon ve sosyal medya bizlere gerçekten daha gerçek bir dünya sunar. Normalde çıplak gözle asla seyretmeyeceğimiz bir yarışmanın sürekli kamera açıları değiştirilerek, yarışmacılar arasında yapay gerilim oluşturularak bu programlar bizler tarafından izlenir hale getirilir. Televizyonda oluşturulan gerilimlerin çoğunun yapay olduğundan izleyici çoğu kez habersizdir. Bunlar dikte edilmiş acıdır. Bunun tersi de dikte edilmiş zevktir. Bugün dünyanın belli bir kesiminin medya araçlarıyla dikte edilmiş zevk veya acıyla kontrol edildiğine dair ciddi iddialar mevcuttur. Aslında bu yediden yetmişe tasarlanmış bir dünyanın resmidir. Yetişkinler, Big Brother (Biri Bizi Gözetliyor), Survivor gibi programlarla oyalanırken çocuklar için durum daha vahimdir. Youtube’da çocuk masumiyeti ve mahremiyetini ihlal eden oldukça fazla yasal video veya çocuk kanalı vardır. Prenses Elif adlı kanalda diğer çocuklar, bir çocuğun tüm özelini seyretmektedir. Aslında bu özel dünya oyuncak firmaları tarafından desteklenen yapay bir dünyadır. Ancak hiçbir çocuk bu gerçeği ayırt edecek bilişsel olgunlukta değildir. Çocuk aslında burada başka bir formatta oluşturulmuş reklam dünyasını seyretmektedir. Arkadaşlarıyla oyun oynamak varken çocukların bu videoları izlemesi onların empati ve problem çözme yeteneklerini ortadan kaldırmaktadır. Çocuk sürekli arzu eden bir varlığa dönüşmektedir. Yetinmeyen, mutsuz, tükettikçe mutlu olacağına inanan bir nesil böyle oluşturulmaktadır. Bu tip olaylara anne ve babalar gönüllü olarak ortak olmaktadır. O videoları yapanlar para kazanma hırsı ile kendi çocuğunun mahremiyetini ve masumiyetini hiçe sayarken öbür yandan çocuğunun güya yaramazlık yapmasından öte böyle videolar izleyerek oyalanmasını kimi anne-babalar fırsat olarak görmektedir. Ancak anne-babaların bilmesi gereken hususlardan bir tanesi de çocuk başkasının hayatını gözetlemeye başlayınca artık sizin çocuk olmaktan çıkmaya başladığı gerçeğidir. Aile içi iletişim kopuk olduğu için çocuk ailenin durumuyla duygudaşlık kurmakta güçlük çekmektedir. Çocuk aslında kanalda lüksü ve imkânsızı görmektedir. Çocuk imkânsızı istiyor ve mutlu olamıyor. Durmadan istiyor. Çocuklar oyuncaklarıyla oynarken o oyuncakların hiçbir teknolojik fonksiyonu olmasa dahi o oyuncaklara bir rol yüklerler. Bir bebek bir kız çocuğunun hayalinde canlanır. Bir kız çocuğu bebeğiyle konuşur. Ona yemek yedirir, ninni söyler. İşin özü hayaller devreye girer. Bu nedenle kimi oyun ve oyuncakların çocukların hayal dünyasını zenginleştirdiği söylenebilir. Oysaki video paylaşım kanallarında oldukça fazla oyuncak kanalları vardır. O kanallarda oyuncaklara rol verilerek videolar yapılmaktadır. Bu bağlamda bunları izleyen çocukların hayalleri dahi çalınmaktadır.