Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, merhum Başbakan Bülent Ecevit’in 100’üncü doğum gününde TBMM Genel Kurulu’nda söz aldı.
Bülent Ecevit’in seksen bir yıllık yaşamında ülkesi ve milleti için büyük hizmetler yaptığını, bu uğurda her türlü riski ve mağduriyeti göğüsleyebilmiş dürüst bir lider olarak hafızalarda yerini aldığını vurgulayan Aksakal, “Bülent Ecevit denilince akla vatan ve insan sevgisi, barış ve kardeşlik, kararlılık ve dirayet, eşitlik ve dürüstlük gelir. Bülent Ecevit gerek Türkiye siyasetindeki ağırlığı gerekse dünya siyasetinde yarattığı etki gücüyle yaşamı boyunca önemli bir misyon üstlenmiş, Çalışma Bakanlığı döneminde başta emeğin hak mücadelesinin güçlendirilmesi, sendikal hakların genişletilmesi, demokratik toplum yaşamının güvence altına alınması gibi çalışmaların mimarı ve öncüsü olmuştur” dedi.
“DİK DURUŞUNDAN ÖDÜN VERMEDİ”
Ecevit’in 1971 askerî muhtırası doğrultusunda Nihat Erim'in CHP'den ayrılıp bağımsız başbakan olarak hükûmet kurmasına şiddetle itiraz ettiğini ve dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'yle kurultay hesaplaşması gerçekleştirdiğini hatırlatan Aksakal, şöyle konuştu: “Ecevit kararlı ve dirayetli duruşuyla 1974 yılı başlarında 37'nci Cumhuriyet Hükûmetini kurmuş, dokuz ay yirmi bir günlük kısa süre zarfında küresel emperyalizmin millî ekonomimizin gelişmesine karşı uyguladığı kısıtlamaları bir bir ortadan kaldırmıştır. 1972 yılında Nihat Erim Hükûmetinin çıkardığı kararnameyle gündeme getirilen haşhaş ekim yasağının kaldırılması başta olmak üzere beş yüz yıldır Türk yurdu olan Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın Rum mezaliminden kurtarıldığı ve özgürleştirildiği, yalnızca Türklere değil Rumlara da barış getiren Kıbrıs Barış Harekâtı’nın gerçekleştirilmesi kararlarında tarihî sorumluluklar üstlenmiştir. Başarıyla sonuçlandırılan Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde ülkemize karşı ABD tarafından yürürlüğe konulan ambargolara rağmen dik duruşundan ödün vermeyen Bülent Ecevit aynı dönemde başta Aselsan olmak üzere bugün üstün başarılara imza atan savunma sanayimizin gözde kuruluşlarının da temelinde imzası olan siyasetçidir.”
“PKK ELABAŞINI YAKALAYIP TÜRK ADALETİNE TESLİM ETTİ”
Ecevit’in 12 Eylül sonrasındaki mücadelesine değinerek konuşmasını sürdüren Aksakal, “1980 askerî darbesine karşı en kararlı çıkışı yapan, darbecilerin siyasetçileri susturma baskılarına en sert şekilde direnen, bu duruşu sebebiyle mahkemelerde ve hapishanelerde her türlü eziyete maruz bırakılmasına rağmen Bülent Ecevit halka ve hakka olan inancı ve kendi özgün kuramı olan inançlara saygılı laiklik ilkesini de içine alan demokratik sol politikaları hayata geçirmek üzere mücadelesini Demokratik Sol Partiyi kurarak sürdürmüştür. Yeniden bir terörsüz Türkiye arayışının zirve yaptığı bugünlerde, 11 Ocak 1999'da 66 milletvekiliyle tek başına kurduğu ve güvenoyu aldığı 56'ncı Hükûmetin gücüyle terör örgütü PKK'nın elebaşını dünyanın bir ucundan yakalayıp bağımsız Türk adaletine teslim etmiş, devlet örselenmeden kendisi hakkında verilen karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da onaylanmıştır ancak Ecevit siyasi yaşamının her devresinde idamlara karşı çıkmıştır. 1960 darbesinden sonra idam edilen 3 devlet adamının, 6 Mayıs 1972'de darağacına gönderilen 3 fidanın, 1980 faşist darbesi sonrası ‘bir sağdan, bir soldan’ denilerek idam edilen gençlerin acısı hâlâ yüreğimizdedir” değerlendirmesinde bulundu.
“BARIŞ HAVARİSİ KESİLENLER TARİHLE YÜZLEŞMELİ”
Önder Aksakal, “Bülent Ecevit DSP'nin başında bulunduğu 57'nci Hükûmet döneminde, bazı koalisyon ortaklarının engelleme çabalarına rağmen, idam cezasının kaldırılması için büyük gayret göstermiş ve bunu başarmıştır. O gün milliyetçiliği kendi tekellerinde görenlerin en ağır eleştiri ve siyasi saldırılarına rağmen ne Ecevit ne DSP inandığı yoldan asla geri dönmemiştir. Terör örgütü elebaşı, idam cezasıyla hüküm giydiği günden bugüne aldığı her nefesini esasen Bülent Ecevit'e ve Demokratik Sol Partiye borçludur. Bugün barış, demokrasi ve hukuk havarisi kesilenler dönüp arkalarına bakmalı ve siyasi tarihle yüzleşmelidirler. Bülent Ecevit, emperyalist sistemin Orta Doğu'daki yayılmacı işgal projelerine şiddetle karşı çıkması sebebiyle onların ve yerli iş birlikçilerinin siyasi hedefi hâline getirilmiş, 2002 yılının yaz aylarında, tıpkı bugün olduğu gibi, sebebi ve kaynağı belli olmayan bir siyasi çıkış sonrası önce Meclis grubu ikiye bölünmüş, sonrasında, 3 Kasım 2002'de yapılan genel seçimlerde Parlamento dışında bırakılarak siyaset sahnesinden silinmeye çalışılmıştır” diye konuştu.
“HALKIN TAMAMININ SEVGİSİNİ VE TAKDİRİNİ KAZANDI”
Konuşmasının sonunda ‘Terörsüz Türkiye’ tartışmalarına değinen Aksakal, şunları kaydetti: “Demokratik Sol Partinin bugünkü Genel Başkanı olarak şu kadarını açıkça belirtmeliyim ki içeriği konusunda hiçbir bilgiye sahip olmadığımız ‘Terörsüz Türkiye’ adıyla sürdürülmeye çalışılan sürecin sonunda talebimiz ve beklentimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin örselenmemesi, hukukun, millî, manevi ve evrensel değerlerin çiğnenmemesidir terörle mücadelede bugüne kadar vatan toprağına şehit düşmüş kınalı kuzuların kemiklerinin sızlatılmaması, gazilerimizin incitilmemesidir. Barışın da sevginin de sembolü olan ak güvercin bizim partimizin simgesidir. Bülent Ecevit de Türk siyasetinde var olmuş ender kişiliklerden biri olarak her türlü baskıya, yok saymaya, birçok silahlı suikastlara, siyasi engellemelere rağmen yine de halkın tamamının sevgisini ve takdirini kazanmış bir siyasetçidir. Bugün ister sağcı ister solcu, hangi siyasi yapı olursa olsun her dara düştüklerinde Bülent Ecevit'i referans almaktadırlar, bu, bizim açımızdan da övünç kaynağıdır. Siyasette ‘milliyetçilik, halkçılık, dürüstlük, kararlılık’ dendiğinde ilk akla gelen Ecevit, gelecek kuşaklara gösterilecek en güzel örneklerden biridir. Türk halkının Karaoğlan'ı, Bülent Ecevit'i 100'üncü doğum yıl dönümünde bir kez daha saygıyla, rahmetle, sevgi ve minnetle anıyoruz. Makamı ali, mekânı cennet olsun, Allah rahmetiyle muamele eylesin.”