İBB'ye yönelik ikinci dalga operasyonda 'Suç örgütü kurma, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, irtikap ve nitelikli dolandırıcılık' gibi suçlamalarla gözaltına alınanların 48 kişiden 30'u adliyeye sevk edilirken 18'i tutuklandı, 12 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Süreci "İBB’ye fiilen kayyım atama planı" olarak nitelendiren CHP Aydın milletvekili Süleyman Bülbül "Aileye, eşlere, çocuklara, evdeki kumbaraya el uzatacak kadar büyük bir gözü dönmüşlük ve kötülükle karşı karşıyayız" diyerek sert çıktı. Bülbül "AKP, son demlerini yaşadığı iktidarını hileyle, uydurma suçlamalarla, rakiplerini hukuksuzca cezaevine yollamakla sürdürme telaşında. Bu süreçte toplumsal ve siyasal muhalefete topyekün düşman hukuku, intikam hukuku uygulandı! Bugün tüm muhalefete, İBB’ye ve Cumhurbaşkanı Adayımız İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen yargı süreçleri, bırakın somut ve ciddi deliller içermeyi uluorta seçmen iradesini cezalandırmaya yönelik hukuksuz bir tasfiye mekanizmasına dönüşmüştür" dedi.
"DÜŞMAN CEZA HUKUKU UYGULUYORLAR"
Avukat olan Süleyman Bülbül "Ceza yargılaması, evrensel hukuk ilkeleri gereği şahsilik, masumiyet karinesi ve silahların eşitliği gibi temel güvencelere dayanır. Evrensel hukukun kuralıdır: önce birilerini suçlu ilan edip ardından delil uydurmak yoktur hukukta. Delilden suçluya ulaşma ilkesi esastır. Oysa bu süreçte maksatlı soruşturmalarla, delil icat etmelerle yalnızca hedef alınan kişiye değil, onun ailesine, sosyal çevresine hatta özel hayatına müdahale edilerek kolektif bir düşman ceza hukuku uygulanmıştır. Siyasi iktidar, ısmarlama soruşturmalar ve özel olarak seçilmiş yargı kadroları eliyle kamu gücünü muhalefeti tasfiye etmekte kullanmaktadır. İktidarın uyguladığı bu intikam hukuku ve düşman ceza hukuku anlayışı, Anayasa'nın 2. maddesi ile güvence altına alınan hukuk devleti ilkesini tasfiye eden, Anayasal düzeni fiilen askıya alan bir olağanüstü hâl rejimidir" ifadelerini kullandı.