Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Aydın İl Teşkilatı’nın yeni yönetiminin Nevzat Biçer Kültür Merkezi’ndeki tanıtım törenini haberleştirmek üzere oradaydım.
Anımsanacağı üzere 22 Ocak’taki kongrede il başkanlığı için mevcut Başkan Recep Taner ile Efeler Belediye Meclis Üyesi Ahmet Ertürk yarıştı. Taner ve ekibi, 43 oy farkla seçimi önde tamamladı.
Nezaketin elden bırakılmadığı, taşkınlığın yaşanmadığı, demokratik bir kongrenin ardından mazbatalarını alan yeni yönetim, basına tanıtıldı. Katılımcılar arasında Taner’e rakip olan Ahmet Ertürk de vardı.
Salona ilk girdiğinde arka sıralara oturan Ertürk, öne davet edildi ve Taner’in hemen yanı başında kendisine yer gösterildi. Bu güzel bir davranıştı. Bunun kadar güzel olan bir başka şey de elbette Ertürk’ün toplantıya katılmasıydı.
Toplantıda konuşan İl Başkanı Taner, İYİ Parti’yi Aydın’da birinci, Meral Akşener’i ise Başbakan yapma hedeflerini üstüne basa basa yineledi. “Kongre bitti şimdi çalışma zamanı” mesajı veren Taner, İYİ Parti’nin vatandaşa iktidar umudu aşılayan bir parti olduğunu dile getirdi.
***
Taner’in konuşmasında Millet İttifakı’na ilişkin verdiği mesajlar da çarpıcıydı. 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehir belediye başkanlıklarını CHP’nin yani Millet İttifakı’nın kazanmasında oynadıkları rolden uzun uzadıya söz eden Taner, bir anlamda, “İYİ Parti’yi görmezden gelmeyin” mesajı verdi.
Kuşkusuz, siyaset, bir iddia işi. Bir siyasi partinin birinci olma, liderini başbakan veya cumhurbaşkanı yapma iddiası kadar da doğal bir şey olamaz.
Ama iktidara yürüme, Aydın’da birinci parti olma iddiasında olan bir siyasi parti, böyle bir tanıtım toplantısını daha geniş katılımla, bir gövde gösterisine dönüştürerek yapabilirdi. Böyle bir etkinlik, o zaman çok daha ses getirici nitelikte olurdu.
Oysaki salonda koltukların bir bölümü boş kaldı, yönetim ve denetim kurullarında adı “yedekler” kısmında olan bazı kişilerin ise isimleri okunduğunda salonda olmadıklarını gözlemledim.
***
Daha iyi bir organizasyonla, daha geniş katılımlı toplantı düzenlemek, bu anlamda parti tabanını ve İYİ Parti’ye oy verme potansiyeli olan kararsız seçmeni de harekete geçirme adına daha pekiştirici olabilirdi.
Ama belirtmekte yarar var ki, İYİ Parti iki adaylı, demokratik bir kongre yaptı, kavgasız gürültüsüz bir il başkanı seçimi gerçekleştirdi. Parti içi demokrasinin çoğu partide dip yaptığı bir dönemde İYİ Parti’nin hem ilçe hem de il kongresinde demokrasiyi işletmesini değerli buluyorum.
Kalın sağlıcakla…