Emekli edebiyat öğretmeni olmam nedeniyle her yıl bu hafta içerisinde çevremde bulunan kütüphaneleri hep ziyaret ederek gelişmeleri yerinde görmek istemişimdir. Doğduğum Çeştepe Köyü’nde bırakın kütüphane olmasını, ilkokul bile yoktu. Bu yüzden 3 yıl köyden Aydın’daki Güzelhisar İlkokulu’na devam etmiştim. Bisiklet ve minibüs de olmadığından yağmur çamur demeden her gün okula ne kadar zor olsa gidip geldim. Köyümüzde okul açılınca köy okuluna nakil yaptırıp 3 yılda burada okuyup mezun oldum. Ortaokul kaydım Aydın Lisesi’nin orta kısmına yapılınca yine köyden hiçbir araç görmeden 3 yılda burada devam ettim. Bir gün Türkçe öğretmenimiz sınıf olarak bizi Aydın İl Halk Kütüphanesi’ne gidiyoruz hazırlanın deyince, çarşıdaki yerine gittik ve ilk defa burada kütüphaneyi görmüş ve raflardaki kitapları görünce epeyi şaşırmıştım. Ancak liseye devam etmeye başladığımda bol bol ve isteyerek kütüphaneye gitmeye başlamıştım. Şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama eve ödünç kitap almak istediğimde idare servisine yönlendirdiler. Abone olmam gerektiğini, kart çıkartmamı söylediler. İlgili bayana gidince sanıyorum 5 lira yatırmamı istediler. Param olmadığından o hafta içerisinde komşumuzun pamuk tarlasında bir gün çalışıp hak ettiğim beş lira ile kütüphaneye üye oldum. İşte o yıldan sonra kütüphanenin bir numaralı müşterisi olmuştum. O yılları, ödünç aldığım kitapları nasıl zevkle, heyecanla okuduğumu hiç unutmam.

***

Kitap dilimize Arapça’dan girmiş. Kütüp; kitabın çoğulu olan kitaplar anlamındadır. Farsçadan da hane’yi alarak kütüphane demişiz. Yani birçok kitabın toplandığı ev demek…

Yazının ortaya çıkmasıyla birlikte kütüphanelerde ortaya çıkmaya başlamıştır. Tahmini olarak M.Ö. Yedinci yüzyıl civarında kütüphaneler ortaya çıkmaya başlamış, ancak bilimsel ölçüler ile yapılan araştırma kütüphaneleri ise 1735 yılında ilk örneğini Almanya’da görüyoruz. İlk çağ örneklerin ise Mezopotamya denilen coğrafyada. Dicle ve Fırat nehirleri ile eski Yunan ve Roma kitaplıkları da ortaya çıkmaya başlamıştır. Herhalde en doğru tarih yazının ortaya çıktığı tarihle kütüphanelerde başlamıştır demek en doğru tarihtir. Mesela M.Ö. 2600 yıllarında yaşayan Sümerlerin çivi yazısı tabletlerin bulunması ile Nil Nehri kıyılarında bulunan Mısırlılara ait papirüsler de ilk kütüphanenin örnekleri olabilir. M.Ö. Roma dönemine ait kitaplar ve kütüphaneler de ortaya çıkmıştır. Şu ana kadar en kesin bilgilere ve örneklere göre bilinen en eski kütüphane Asur İmparatorluğu’nun ( M.Ö. 668-627) Ninova’da bulunan Krallık Kütüphanesi olduğu görülmektedir.

***

Sevgili okuyucular özetlemeye çalıştığım bu kütüphanelerden ancak bu kadarını yazabildim. Türk tarihinde kütüphaneler konusunu özet olarak vermek gerekirse kısaca şöyledir;

•Orta Asya’da Uygur Türklerine aittir.

•Gazneli Devleti’nin kurucusu, Gazneli Mahmut’un Büyük Saray Kütüphanesi.

•Büyük Selçuklu Devleti başkenti Merv şehrindeki Aziziye ve Kemaliye Kütüphaneleri ile Medrese ve Hatuniye Kütüphaneleri.

•Nizamülmük’ün Bağdat’ta ve Nişabur şehrinde kurduğu kütüphaneler bugüne kadar taşınmıştır.

•Anadolu Selçukluların kütüphaneleri Konya’da kurulmuştur.

•III. Alaeddin Keykubat Kütüphanesi Uluborlu’da

•Sadrettin Konevi’nin kurduğu kütüphane ( 31 tane yazma eser halen mevcuttur)

•Osman Bey döneminde İznik’te

•Lala Şahin Bey döneminde Bursa’da

•İstanbul’un fethi ile camilerin tümünde el yazması eserler ve Kuran-ı Kerim’ler

•Fatih Camii’nde Şehzade Camii’nde, Eyüp Sultan Camii’nde, Süleymaniye Camii’nde, Bayezid Camii’nde başlayarak devam etmiştir. Ayrıca Bursa’da, Van’da, Kütahya’da, Sivas’ta cami kütüphaneleri devam etmiştir.

•İbrahim Müteferrika’nın İstanbul’da matbaasını kurmasıyla Türkçe- Arapça birçok kitap basılarak kütüphanelere verilmiştir.

•Birinci Mahmud döneminde Yalova’da kâğıt fabrikası yapılmış Ayasofya Fatih ile Galatasaray kütüphaneleri kurulmuştur.

•Üçüncü Mustafa döneminde Hamidiye Kütüphanesi ile diğer şehirlerde de birçok kütüphane kurulmuştur.

•İkinci Mahmud devrinde İstanbul’da kasabalarda ve köylerde açılmıştır.

•Abdülhamit Han döneminde İstanbul’da 63 kütüphane ile birçok kütüphanelerin 40 ciltlik fihristi yapılmış tertip ve düzenlemeler başlatılmıştır. Ayrıca Yıldız Sarayı’nda modern bir kütüphane kurulmuştur.

•Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde ise Osmanlıca, Farsça, Arapça binlerce kitap, belge, yazma eserler ile sanat değeri yüksek çok zengin koleksiyonlar bugünlere taşınmıştır.

***

Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile başlayan kitapları ve kütüphaneleri yamaya kalksak birkaç ciltle bitiremeyiz. Eskiye göre bu konuda çok derin ve geniş çalışmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Aydın İl Halk Kütüphanesi benim ilk göz ağrım oldu. Orada çalışan memurların ve öğretmenlerimin önerileriyle yüzlerce kitap okudum ve hala okumaya devam ediyorum. Şu an eskiye göre çok zengin bir kitaplık ve çok modern teknik oturma grupları var. Bilgisayar odası ile zevkle yararlanabileceğiniz bir kütüphane yaratılmış. İki üç yıl süren restorasyon döneminden sonra şimdi hizmetine devam ediyor. Yalnız Aydın’a göre çok küçük kaldı. Bu bina yapıldığında Aydın’ın nüfusu 15-20 bin civarında idi. Şimdi ise Adnan Menderes Üniversitesi’ndeki öğrenci sayısı bile elli bini geçti. Bu nedenle çok acil olarak Aydın’a yakışır bir büyük kütüphanenin yapılması şarttır. Aydın’ın eski eşraflarından Muharrem Salcıoğlu’nun konutu ve benzin istasyonunun güneyinde yıllardır boş duran bina ile bahçesinin kütüphaneye yakınlığı ,merkezi bir durumda olması nedeniyle gece gündüz yararlanabileceğimiz bu binanın Aydınımız insanlarına çok yaraşacağına inanıyorum. Hatta bu yararlı ve güzel işi Aydın Büyükşehir Belediyesi bile halledebilir diye düşünüyorum… Aydın Tekstil Fabrikası’nın 20 dönümü aşan yerini alıp park yapmadı mı? Kuşadası Tariş alanındaki 10 dönümü aşan bir arsayı şu an imar durum çalışmasını yapmıyor mu? Bu yazıyı yazdığım şu sıralarda öğrendiğim bir haber üzerine Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Kütüphanesi’ne gittim. Kütüphaneler Daire Başkanlığı’na bakan Hatice Gül Bozkurt’un üniversite bünyesinde kurulan Recep Tayyip Erdoğan Kütüphanesi hakkında gerekli bilgileri alınca, kütüphaneyi gezme ve görme ihtiyacını hissettim. 1963-1968 yıllarında İstanbul Üniversitesi öğrencisi olduğum beş yıl üniversitenin fakültesinden arada bir faydalandım. Orayı çok lüks ve zengin görmüştüm. Şimdi bu binayı gezince, gerekli bilgileri aldığımda gördüm ki Adnan Menderes Üniversitesi’nin kütüphanesi gerçekten çok muhteşem. 3 katlı olan 6 kişilik çalışma odaları, tek kişilik çalışma masaları, grup çalışma odaları ve en gösterişli olan koridorlardaki yürüyüş yollarının renkli yollukları, koltukları, koltuklarında oturmuş kızlı erkekli öğrencilerin kitap okumaları. Her öğrenci okuyacağı kitabı ,çalışacağı kaynak kitabı yerinden alıyor, çalışma bitince götürüp yerine koyuyor. Kaynak kitapları herkes kendisi buluyor. Hırsızlık olmaz mı diyorum, kitapların alarmlı olduğunu öğreniyorum. Raflar, kitaplıklar, koltuklar, çalışma odaları, yürüyüş yolları, döşemeler ve öğrencilerin huzurlu, mutlu ve sessiz çalışmaları bizim dönemimizi çok aşmış. Kitap Kafe havasındaki bu güzel kütüphanelere örnek bir eser olmuş.

***

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğrenci olduğum 1963-1968 yıllarını göz önüne getirdiğimde sanki çağ farkı varmış gibi. O yıllarda kütüphanede yer kapabilmek için iki saat önceden kütüphane önünde sıraya giriyorduk. Yağmur, soğuk demeden sıramızı bekliyorduk. İçeri girince de sadece sessiz çalışma kuralına ne kadar uysak ta bu kadar kalabalık, sıkışık bir salonda kitap istemek, kitap okumak ne mümkün. Kaldığımız evlerde, yurtlarda olmayan bu çalışma imkanı bulduğum kütüphanede ancak ders çalışarak amacından başka yapabileceğimiz bir şey yoktu.

Öğle arasında kapanan kütüphanede yerimizi kaybetmemek için eşyalarımızı masada bırakma isteklerimiz bile bir çok çalışmalar sonunda kazanılmıştı. Memurlar mesaisini bitirir bitirmez kapılar hemen kapanırdı. Gece çalışmaları için isteğimize bir türlü kavuşamamıştık. Şimdi bakıyorum da Adnan Menderes Üniversitesi Kütüphanesi geceleri de açık. Kütüphane 3 katlı 8 bin metrekare ve 7/24 saat açık. Öğrencilere, araştırmacılara, dış araştırmacılara da açık. 26 bin elektronik kitabı barındıran bir veri tabanı satın alınmış. Başbakan Adnan Menderes ile ilgili kitaplık oluşturulmuş. Bilgisayar odasında 29 bilgisayar hizmet veriyor. Körler Kütüphanesi’nde bulunan konuşan kütüphane koleksiyonu 3 bin civarındaki örnekleri alınmış. Merkez kampus dışında da 9 birim kütüphane kurulması kararı verilmiş. Veteriner Fakültesi Birim Kütüphanesi kurularak bu sayı 12 olmuştur. Okuyanların istekleri doğrultusunda 26 adet yabancı süreli yayın aboneliği yapılmış. Üniversite kütüphanelerine ait web sitelerinin içerik açısından değerlendirilmesi çalışmasında beşinci sırada yer almış. Veri tabanlarına evden erişim imkânı sağlanmış. Ayrıca 17 veri tabanı aboneliği, 33 adet süreli yayın aboneliği bağış ve satın almalar ile toplam 1230 kitap, 333 dergi kütüphaneye kazandırılmış. YÖK tarafından “Engelsiz kütüphane çalış tayında” alınan standartlara uygunluk dalında 2020 yılında “Turuncu Bayrak” ödülünü almıştır.

Bu güzel ve yararlı çalışmaları, gelişmeleri gerçekleştiren Rektörümüz Prof.Dr. Osman Selçuk Aldemir’e, Kütüphaneler Daire Başkanı Hatice Gül Bozkurt’a ve çalışma arkadaşlarına başarılar dilerim…