MHP’Yİ ZOR GÜNLER BEKLİYOR

Abone Ol

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş 30 Aralık Cuma günü Ankara’da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.

Cinayetle ilgili MHP İstanbul il yöneticisi Ufuk Köktürk ve iki özel hareket polisinin tutuklanması, firari tetikçi Eray Özyağcı’nın kaçırılmasında kilit isim olan eski Ülkü Ocakları genel merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın MHP Mersin milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalanması gibi unsurlar cinayetin

kamuoyunda bir iç hesaplaşma olarak görülmesine yol açtı. Cinayetten sonra 12 gün boyunca sessiz kalan MHP Lideri Devlet Bahçeli 10 Ocak günü konuyla ilgili ilk kez konuştu. Bahçeli Sinan Ateş cinayeti üzerinden siyasi kurgu yapılmak istendiğini ve olay anından itibaren partisine yönelik organize bir saldırı başladığını iddia etti. Bahçeli, "Cinayetin gölgesi MHP'ye düşürülmek istendi. MHP ile bu cinayeti irtibatlandıranların peşlerini asla bırakmayacağız" dedi.

Devlet Bahçeli her ne kadar cinayetin MHP ile bir irtibatı olmadığını iddia etse de kamuoyunda tam tersi bir algı var. Sinan Ateş cinayetiyle ilgili gerek sosyal medyada gerekse ulusal medya mecralarında cinayetin MHP ve Ülkü Ocakları içinde bir iç hesaplaşma olduğuna dair kesin bir kanaat gelişmiş durumda. Zira cinayetten sonra MHP ve Ülkü Ocakları’nın sessiz kaldığı 12 gün içinde çok sayıda MHP üyesi partisinden istifa etti. İnternette cinayetle ilgili yayınlanan videolarda yorumcular ve gazeteciler olayın geçmişine dair kritik bilgiler paylaştılar. Buna göre Sinan Ateş, MHP lideri Devlet Bahçeli’den sonra MHP’nin geleceğine yönelik söylemleri nedeniyle görevden alındı. Ateş ayrıca Ülkücü camia içinde ziyaretler gerçekleştiriyor, bu ziyaretler MHP genel merkezi tarafından hoş karşılanmıyordu. Tüm bunların yanı sıra Sinan Ateş’in MHP’nin AK Parti’yle ittifak yapmasına yönelik eleştirileri olduğu da söyleniyor. Kısacası Sinan Ateş MHP lideri Devlet Bahçeli ve mevcut yönetimin nazarında tehlike arz eden bir kişi olarak görülüyordu. Ayrıca Sinan Ateş’in cinayetten kısa bir süre önce görüştüğü yakın arkadaşlarına “Benim kalemimi kırmışlar, her an bir şey yapabilirler” şeklinde sözler sarf ettiğinin basına yansıması da cinayetle ilgili ciddi şüpheler oluşturdu. Uzun lafın kısası kamuoyu ve birçok ülkücü cinayetten MHP’nin mevcut yönetimini sorumlu tutuyor ve Türkiye’nin dört bir yanından

istifa haberleri geliyor. Seçime az bir süre kala böyle bir kriz yaşanması MHP’yi zor günlerin beklediğini gösteriyor.