Üretici fiyat değişiminin nedenlerini ele aldığımızda farklı saiklerin etkileri ortaya çıkmaktadır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın Mayıs 2025 başında yaptığı açıklamalara göre en önemli belirleyici unsurlar zirai don, mevsimsel gelişeler, gıda stokları ,farklı nedenlerle ortaya çıkan rekolte değerleri, ithalat-ihracat rejimi gelmektedir.
“Yaşanan zirai don afetinden etkilenen meyvelerin başında gelen kayısıda üretici fiyatları artış gösterdi.
Kayısı üreticisinin elinde yüzde 10 civarında ürün kaldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle üretici fiyatında görülen bu önemli artışın üretici gelirine yansıması düşük oldu.
Nisan ayında havaların sıcak gitmesi sonucu, birim alandan alınan verim arttı. Bu da salatalık, patlıcan, sivri biber ve domatesin arzını artırarak üretici fiyatlarının düşmesine neden oldu.
Kuru soğanda ise, Çukurova bölgesinde ekim alanlarının artması ve bu yıl havaların soğuk geçmesi nedeniyle yüksek rekolte beklentisi var. Bu nedenle ilk hasat döneminde kilosu 18-20 liralardan satılan kuru soğanın fiyatı 7-8 liralara kadar düştü. İç Anadolu bölgesinde ise depolarda üreticiye ait kuru soğan çok az miktarda kaldı ve sezon kapandı.
Yaşanan zirai don, fındık fiyatını artırdı. Antep fıstığındaki fiyat artışının sebebi ise bölgede etkili olan kuraklık oldu.
2025 sezonunda yaşanan don felaketi, meyve henüz dalda çiçekteyken üreticimizin kaderini belirlemeye başladı.
Donun etkisiyle elma ağaçlarından beklenen verim düştü, üreticinin elinde kalan son ürünler de depolarda tükendi.
Limon sezonunun sonlarına gelinirken, yaşanan don afeti ve ihracat kısıtlamalarının ardından alınan erteleme kararı, limon piyasasında da önemli bir duraklama yarattı.
Öncelikle ihracatın kısıtlanması, ardından bu kısıtlamanın 15 Mayıs’a kadar ertelenmesi, piyasayı olumsuz etkiledi. Şu anda üreticilerimiz, alım satım faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiğini belirtiyor.”
Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi Türkiye gıda üretimi malyet,üretim sürekliliği,teknolojiye uyumluluk ve ulaşım,finansa ulaşım,finans maliyetleri,devletin,politikacının ve bürokrasinin tarıma yaklaşımı gibi nedenlerden dolayı Türk çiftçisi geleceğinden ümitli değildir.
Buna ek olarak kuraklık olgusu ve Tarım Ve Orman Bakanlığı üst Bürokrasininin kuraklık planlamalarını eksik,yanlış ve gecikmeli olarak hayata geçirmesi,çözümlerde bilimsel ve akılcı davranmaması tarımın geleceği açısından risk teşkil etmektedir.
Tarım dışı bırakılan ve kuraklık planlaması sonucu kuru tarma bırakılması planlanan arazi miktarının en az % 35 civarında artacak olması;kuraklık olgusu ile gıdada yaşanacak olan rekolte ve kalite kayıpları ile fiyat artışları tüketici gıda fiyatlarını dramatik bir şekilde artıracaktır.
Önümüzdeki yaz-sonbahar ve kış dönemlerinde tüketici gıdaya erişmekte zorlanacak ulaşsa da bütçe gelirleri tüketime yeterince izin vermeyecektir.
Kuraklık dolayısıyla tarla ürünlerinde hayata geçirilmeye çalışılan su kısıtı dolayısyla-DSİ’ in planlamasını geç açıklaması,pek çok üründe üreticinin ekim yapması ve bu ekiminin karşılığını alamayacak olması çiftçinin gelecek dönem mali durumunu çıkmaza sürükleyecektir.