İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın duyurduğu “Orkinos Bulut-2” operasyonu, Türkiye’nin son yıllardaki en geniş kapsamlı uyuşturucu soruşturmalarından biri olarak kayıtlara geçti. Emniyet Genel Müdürlüğü ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yaklaşık beş aydır yürütülen teknik ve saha çalışmalarının ardından 22 ilde eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Bu uzun soluklu takip sürecinde, yalnızca yurt içi değil, aynı zamanda Hollanda’dan Panama’ya kadar çok sayıda ülkenin polis teşkilatlarıyla bilgi paylaşımının yapıldığı belirtiliyor. Operasyonun odağında, hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada yüksek miktarlarda uyuşturucu ticareti yapan beş farklı suç örgütü bulunuyordu. Bakan Yerlikaya’nın açıkladığı rakamlar da operasyonun büyüklüğünü ortaya koyuyor: 3’ü elebaşı olmak üzere 138 şüpheli gözaltında. Toplamda 15 milyar lirayı bulan mal varlığına ise el konuldu.
Beş Suç Örgütüne Eş Zamanlı Darbe
Operasyonun hedefinde, farklı ülkeler üzerinden sevkiyat yapan ve profesyonel biçimde organize çalışan beş ayrı suç örgütü vardı. Bu yapıların, kriptolu haberleşme programları ve özel olarak modifiye edilmiş cep telefonları aracılığıyla iletişim kurdukları tespit edildi. Mesajlaşmalarda anlaşmazlık yaşanmaması için mikrofon, kamera ve GPS gibi donanımların devre dışı bırakıldığı anlaşıldı. Yapılan incelemelerde, bu örgütlerin zaman zaman Türkiye’ye, zaman zaman da Avrupa ve Güney Amerika başta olmak üzere birçok ülkeye yüklü miktarda uyuşturucu sevkiyatı gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Toplamda 18 tonun üzerinde uyuşturucu madde ile 1 milyondan fazla uyarıcı hapın izinin bu örgütlere uzandığı ifade edildi. Yetkililer, şüphelilerin suç gelirlerini şirketler, taşınmazlar ve banka hesapları üzerinden aklamaya çalıştığının altını çiziyor.
“15 Milyar Lirayı Aşan Mal Varlığına El Konuldu”
Operasyonun en dikkat çeken başlıklarından biri de suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik hamleler oldu. MASAK tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde örgütlere ait olduğu belirlenen 647 taşınmaz, 186 araç, bir kuru yük gemisi, bir holding ve yüzlerce şirket olmak üzere toplam değeri yaklaşık 15 milyar lirayı bulan mal varlığına el kondu. Özellikle Fehmi Karcı ve ailesine ait şirketlerde yapılan incelemeler sonucunda, gelir aklama faaliyetlerinin sistematik biçimde yürütüldüğü tespit edildi ve söz konusu şirketlere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı. Bu gelişme, operasyonun yalnızca bir suç örgütü operasyonu olmanın ötesine geçtiğini; aynı zamanda finansal aklama ağlarını hedef alan kapsamlı bir soruşturma olduğunu gösteriyor.
Yurt Dışındaki 56 Şüpheli İçin Kırmızı Bülten
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, operasyonun yalnızca Türkiye sınırlarıyla sınırlı olmadığı, soruşturmanın uluslararası boyutunun güçlendirilmesi için Interpol üzerinden çalışmalar yürütüldüğü belirtildi. Yurt dışında olduğu değerlendirilen 56 örgüt mensubu için kırmızı bülten süreci başlatıldı. Bu kişiler arasında örgüt yöneticilerinin de bulunduğu aktarılıyor. Örgütlerin yalnızca sevkiyat değil, aynı zamanda finansal transfer ve haberleşme açısından da uluslararası bağlantılar kurduğu, bu nedenle soruşturmanın geniş çaplı biçimde sürdürüleceği ifade edildi. Başsavcılık, toplamda 24,6 ton uyuşturucu madde ticaretinin bu yapıların faaliyetleri sonucu gerçekleştiğini vurgularken, operasyonun ilerleyen süreçlerde yeni gözaltılarla devam edebileceğini işaret etti.