Türk çiftçisi bir taraftan “kazanabilmek ”diğer taraftan “kuraklığa karşı tarımsal faaliyetini sürdürmek” amacı ile sürekli yeni ürün ikamesi arayışı içerisindedir.
Gene ifade ettiğimiz gibi pek çok üreticimiz tarafımıza baş vurarak yayın, basın ve internetten edindikleri yalan/yanlış/ abartma ve ticari amaçlı pek çok tarım tekniğine, iklime, coğrafyaya, bilime ve ticari fırsat ve risklere aykırı haberlere inanarak yeni türleri olmadık alan ve iklimlerde yetiştirme peşindedirler.
Bu olguda en önemli gerçek neden Türk çiftçisinin tarım ürünleri ve gıdanın kazananının aracılar, kaybedenin de üretici olmasıdır.
İkinci neden ise tarım topraklarının kaybı ve çağımızın en önemli doğal afeti olan küresel ısınma ve kuraklıktan dolayı ümit ettiği gibi kaliteli ve rekoltesi tatmin edecek kadar üretememektir.
Bu iki önemli neden bir araya gelince Türk üreticisi son yıllarda ürün değiştirme ihtiyacı hissetmiştir. Ve Türk çiftçisinin Tarım Orman Bakanlığının yönlendirmelerine rağmen ürettiği ürünler son beş senede farklılıaşmaktadır.Bunu ürün ve bölgeler bazında ele aldığımızda karşımıza şu tablo çıkmaktadır.
“Türkiye’de genel olarak hububattan meyveciliğe doğru bir değişim yaşanmaktadır. Nitekim, hububat ve yağlı tohum ekim alanlarında %3 ila %29 oranında azalma olurken, buna karşılık meyve ağacı ekim alanlarında %5l’e varan oranlarda artış olmuştur. Hububat ve yağlı tohum ekim alanlarında %3 ila %29 oranında azalma olurken, buna karşılık meyve ağacı ekim alanlarında %5l’e varan oranlarda artış olmuştur.
Son üç yılda pamuk ekiminde fiyat unsurundan dolayı düşüşler 2023/24 sezonunda pamuk ekim alanlarında %16'lık azalma ve verimde %8'lik düşüş yaşanırken, lif pamuk üretimi de 777 bin tona gerilemiştir
Tarım alanlarında ülke genelinde ürün tercihlerinde oldukça keskin bir değişim meydana geldiği aşikardır. Bölgesel bazda yıllardır geleneksel olarak yetiştirilen bazı tarım ürünlerinin dahi terkedildiği ve yerine başka ürünlerin tercih edildiği görülmektedir. Nitekim, hububat ve yağlı tohum ekim alanlarında %3 ila %29 oranında azalma olurken, buna karşılık meyve ağacı ekim alanlarında %5l’e varan oranlarda artış olmuştur.
Bölgeler bazında hububat, yağlı tohumlar ve bakliyat ürünlerinde ekili alanlarında yine 2004 yılından günümüze Akdeniz Bölgesi’nde %29, Karadeniz Bölgesi’nde %23, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde % 21, Ege Bölgesi’nde % 17, Doğu Anadolu Bölgesi’nde % 13, Marmara Bölgesi’nde % 12 ve İç Anadolu’da % 3 oranında azalma olmuştur.
Yine aynı döneminde meyve ve içecek bitkileri ekiliş alanlarında Akdeniz Bölgesi’nde ekim alanları %51 artarken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde %49, Doğu Anadolu Bölgesi’nde %38, Ege Bölgesi’nde %20, Marmara Bölgesi’nde %15, Karadeniz Bölgesi’nde %11 ve İç Anadolu Bölgesi’nde da %1 oranında artış olmuştur. Sebze ekili alanlarda ise her bölgede azalış olmakla birlikte İç Anadolu
Bölgesi’nde %26 oranında artış gerçekleşmiştir. Ekili alan daralması yaşanan ürünler arasında en büyük oran ise buğday alanlarıdır. Buğday ekim alanları son 20 yılda %22 oranında azalmıştır. Arpa ekim alanları aynı dönemde %28 oranında azalmıştır.