TOPRAĞIN KALBİNDEN GELEN SES: KESTANE

Abone Ol

Her sonbaharda Aydın’ın dağları konuşmaya başlar. Hava serinler, toprak kokusu ağırlaşır, kestane ağaçları usulca silkelenir. Yaprakların arasından düşen kestaneler, sadece bir ürün değil, emek sabır ve mevsimlerin birbirine fısıldadığı bir hikayedir.

Aydın Ticaret Borsası’nda bu yıl sembolik olarak kestane 550 liradan alındı. Rakam kulağa bereketli geliyor ama o rakamın altında bir yıl boyunca toprağın dilinden anlayan, yağmuru bekleyen ve kuraklıkla savaşan üreticinin alın teri var. 550 lira o yüzden bir fiyat değil, umudun ve kimi zaman çaresizliğin sembolüdür.

Bildiğiniz üzere kestaneler kolay yetişmez. İşçiliği oldukça zahmetli bir üründür. Silkelenirken çok dikkat gerektirir. Dikenli kabuğunu delmek, ağaçtan düşerken ezilmemesini sağlamak, çuvallara doldurmak…

Her adımı ayrı ayrı sabır ister. Derler ki; kestane toprakla dost, emeğiyle barışıktır.

Kestanenin bir de soba üstündeki hali var ki damak çatlatan, işte o zaman gerçekten kış mevsimi gelir. Soba çıtır çıtır yanarken, çay demlenir, kestaneler çatlamaya başlar. Kokusu bütün evi sarar. Her kabuk çatladığında geçmişten bir anı, çocukluktan bir ses yankılanır. O yüzden kestane, sadece kışın yiyeceği değil, aileyi, sohbeti, hatırayı bir arada tutan sıcacık bir paylaşımdır aslında.

Aydın Türkiye’nin kestane üretiminde 1. sırasındadır ama bu birincilik rakamlardan çok kültürle ilgilidir. Çünkü Aydın’da kestane sadece satılan bir ürün değil, yaşanan bir mevsimdir. Kestanecilerin elleriyle ısınan şehir, sokaklarda tüten dumanla yeniden nefes alır. Çocuklar kestane şekeriyle sevinir, büyükler soba başında kabuk çatlatır.

Ama o dumanın arkasında bir gerçek saklıdır: eğer üretici kazanamazsa, o duman bir gün tütemeyebilir.

Köylünün emeğiyle ayakta duran bu bereket zinciri, desteklenmezse kırılabilir. Tarım politikaları, yerel üretici birlikleri, kooperatifler; hepsi bu zincirin halkaları. Bu halkalar zayıflarsa sadece bir ekonomik değer değil, bir kültürel hafıza da kaybolur.

Kestane bize sabrı ve zamanı öğretir, emeğin değerini hatırlatır. Her dikenli kabuğun içinden bir umut çıkar.

Aydın’da kestane zamanı başladı. Dumanı tüten her sokağın, çıtırdayan her kabuğun bize bir şey söylediğini unutmayalım: Toprak konuşur, yeter ki biz dinlemeyi bilelim…