TÜRK POLİSİNİN VEKİLLERLE İMTİHANI

Abone Ol

Görevi başındaki polislerin makam sahibi ve nüfuzlu kişilerden sıklıkla duyduğu cümledir, 'sen benim kim olduğumu biliyor musun?'

Sadece bununla kalsa iyi fakat polislerin zaman zaman hakaretlere de maruz kaldığını görüyoruz. Tıpkı geçtiğimiz günlerde Mersin'de yaşanan olayda olduğu gibi. Halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekili, üstelik de bir hukukçu, AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz aracını durduran polise, “Uzaklaş, içeri çemkiriyorsun, tükürük geliyor içeriye” sözleriyle hitap etti ve hakaret içeren söz sarf etti. Oradaki polisin aracın vekile ait olduğunu bildiği halde gitmelerine izin vermediği yönünde eleştiriler de var. Her ne olursa olsun bir parlamenterin, bir polis memuruna veya bir başka kimseye bu denli yakışıksız ve çirkin bir üslupla hitap etme hakkı olmasa gerek. Olayla ilgili, polis memurunun açığa alındığı söyleniyor. Hem hakarete uğrayıp hem açığa alınıyorsa söyleyecek şey bulamıyorum doğrusu. Bazı medya organlarının da hakaret olayını görmezden gelip yalnızca Mersin Valiliği'nin açıklamasını haberleştirmesi de gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmayan bir tavır.

***

Hatırlarsınız, Mersin'dekine benzer bir olay da Ağustos ayı başında CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan ile görevli polis arasında yaşanmıştı. O olayda hakaret yoktu belki ama Aydoğan, polis memuruna, “Beni nasıl tanımazsın. Meclis albümüne bak” diyerek çıkışmıştı.

Parlamentoda 600 milletvekili olduğunu düşünürsek, polis memurlarının tüm parlamenterleri tanıma gibi bir zorunluluğu yoktur. Polis sizi uygulama noktasında durdurduğunda milletvekili kimliğinizi ibra etmek çok zor değil. Örneğin bizler, yasanın bize verdiği hakkı kullanarak otomobillerimizde basın trafik kartı taşıyabiliyoruz. Ama buna karşın polis / jandarma ekipleri aracımızı durdurduğunda çıkarıp basın kartımızı ibraz ettikten sonra, yolumuza devam ediyoruz. Sözün özü, herkes görevini yapmanın peşinde.

Yaşanan olaylar da gösteriyor ki, Türk toplumunda makam – mevki sahibi olan bazı kimseler güç gösterisi yapmanın, nüfuzunu kullanarak kendinden alt konumda görev yapan kişileri ezmenin, rencide etmenin yarışını veriyor adeta.

***

Ancak hiç kimse unutmamalıdır ki, bakan, milletvekili, belediye başkanı, idareci, ne olursanız olun, o sıfatlarınızın başına bir gün “eski” ibaresi eklenecek. Belki o zaman makam araçlarınız, özel şoförleriniz olmayacak. Sade bir yurttaş olarak bu toplumda yaşamınızı devam ettireceksiniz. O yüzden siz siz olun, bugün o makamın verdiği güçle, insanları hakir görmeye, aşağılamaya çalışmayın. Bulunduğunuz makamdan güç almayın, mütevazı ve hoşgörülü tavrınızla o makama güç verin. Ancak böyle yaparsanız kubbede hoş seda bırakırsınız, insanlar hakkınızda güzel şeyler söyler.

Dilerim, toplum yaşamı içerisinde herkes yerine ve konumuna uygun hareket eder, böylesi olumsuz görüntüleri bir daha yaşamayız.