Türkiye’nin İsrail’in Kuruluşuna Tepkisi

Abone Ol

Polonya’daki Museviler Nazi soykırımından Ruslar tarafındankurtarılır. Sovyet Rusya İngiltere’ye karşı Ortadoğu’ya yerleşmek içinİsrail’in kurulmasına destek verince, Türkiye’den toprak isteyen aynı Rusya’yakarşı Türkiye, Arapları destekler. BM’de sunulan Filistin topraklarının taksimiönerisine karşı çıkar. Söz konusu desteklerinden dolayı İsmet İnönü’nüncumhurbaşkanlığında Türkiye ile aralarında sorun olmasına rağmen Suriye devletbaşkanı Türkiye’ye teşekkür mektubu gönderir. İI. Dünya Savaşı sonrası İsrail kurulur. İsrail’i Sovyetlerinkurdurduğunu düşünen Türkiye önceleri bu devletin varlığına karşı soğukyaklaşır. İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesinden çok kısa bir süre sonra 30Haziran 1948'de Türkiye ile İsrail arasında bir posta anlaşması imzalandı. TelAviv'in ısrarlarına ve İsrail Dışişleri Bakanı Moşe Şaret'in Ankara'yayolladığı rica telgraflarına rağmen Ankara henüz İsrail’i tanımaya yanaşmıyor,bekle ve gör politikası izlemeyi tercih ediyordu. İmzalanan posta anlaşmasıArap ülkeleri tarafından protesto edilince Ankara, İsrail'de 10.000'in üzerindeTürk vatandaşının yaşadığını vurgulayarak, anlaşmanın yalnızca insanînedenlerle yapılmış olduğunu ifade etti. İlerleyen süreçte İsrail’in ardındakiAmerikan desteği Türk dış politikasının değişmesine neden olur. Artık Türkiyeİsrail’i tanıyan ilk Müslüman devlettir. Türkiye, İsrail’in kurulma aşamasındakendi Musevi vatandaşlarının Filistin’e göçüne izin vermezken 2-3 yıl içinde bututumundan vazgeçer. Türk vatandaşlarının istedikleri ülkeye göç edebilecekleriyönünde yayınlar yapılmaya başlanır. Böylece Türk kamuoyu olaya alıştırılır veİsrail'e göç etmek isteyen Türk vatandaşı Musevilerin önü açılmış olur. 1948'inson aylarından itibaren Türkiye ile Yahudi Ajansı arasında yapılan işbirliğiçerçevesinde binlerce Türkiye Musevisi İsrail'e taşınır. Bu rakam 1950'lerinilk yarısında 50.000'e ulaşacaktır. Türk hükümetinin bu liberal tutumununarkasında gayrimüslim azınlık unsurlarından arındırılmış, homojen bir ulusdevlet yaratmayı hedefleyen, en azından ittihat ve Terakki döneminden beribiçimlendirilen bu anlayışın izlerini bilinçaltında hisseden kadrolarıngirişimlerinin de etkili olduğu da söylenebilir. İsrail’in tanınmasındaki diğerönemli bir nedende, hükümetin izlemiş olduğu Arap yanlısı politikaya aydınlarınyapmış olduğu eleştirilerin artmasıdır. Özellikle Birinci Dünya Savaşısırasında çıkan Arap ayaklanması sırasında Türk askerinin arkadan vurulmasınınyarattığı psikolojik etkinin izleri hâlâ silinmemiştir. Türk aydınlarına göre,İsrail’in, Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşı'ndaki düşmanlarıylaçarpışılarak kurulmuş olması, Orta Doğu diplomasisinde yüzyıllardır geçerliolan "düşmanımın düşmanı dostumdur" anlayışı çerçevesinde bu devletlesıcak ilişkiler kurulmasını gerektiriyordu.’ İsrail’le ilişkilerin düzelmesisonucu 1950’li yıllardan itibaren Türkiye’nin Arap devletleriyle ilişkilerindeönemli kırılmaları beraberinde getirir. Türkiye’nin Truman Doktrini ve MarshallPlanı altında ABD’den yardım almaya başlaması, özellikle NATO’ya girerek Batılıdevletlerle ittifak ilişkileri içine girmesi Arap Devletleriyle ilişkilerindeters bir gelişmenin yaşanmasına neden olur. Mısır devlet başkanı Nasır’ınSüveyş Kanalı’nı millileştirmesi ve arkasından da sorunun büyüyerek savaşadönüşmesi Ortadoğu’da büyük bir buhranın yaşanmasına nedendir. Türkiye bubuhran sırasında Batılı Devletlerin yanında yer alarak sorunun çözümüne batıdanyana katkıda bulunmaya çalışır. Bu da Arap Devletleri’nin Türk dış politikasınayönelik eleştirilerde bulunmasına neden olur.