YAĞMURLAR YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRÜYOR

Abone Ol

Geçtiğimiz iki yıl kuraklığı iliklerimize kadar yaşadık ülkece. Yağmur yağmadı, kar yağmadı. Dereler, çaylar, ırmaklar, nehirler ve göller kurudu. Susuzluktan tarım yapılamadı desek olur. Topraklarda yarıklar oluştu, yer altı sularının kurumasından dolayı birçok yerde obruklar ( çökmeler) meydana geldi. Yağmur duaları bile cevapsız kaldı. İçme ve sulama amaçlı birçok baraj kurudu, neredeyse çamurlu suya bile muhtaç kaldık. İnsanların yaşamak için havaya ve suya ihtiyacı var. Eğer bu iki etmenden mahrum kalırsak ölmemiz kaçınılmazdır. Geçen yıl Ocak ayından sonra başlayan yağışlar sayesinde barajlar belli bir ölçüde doldu da tamamen susuz kalmaktan kurtulduk. Daha sonrasındaysa kurak ve çok sıcak bir yaz mevsimi yaşadık. Resmen çölde yaşar gibiydik ülkenin her yanı adeta sıcaklardan kavruldu. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında çok güzel yağmurlar yağmaya başladı.

***

Halen devam eden yağışlar yüzümüzü güldürdü ve umutlarımızı da yeşertti. Doğa yeniden canlandı, dağlar, ovalar, kırlar yeşerdi. Otlar büyüdü, ağaçların yüzü güldü. Biraz geç yağdı yağmurlar bu yüzden Aydın’ımızın en değerli ürünü olan zeytin yeterince su alamadığı için bu sezon daha az ürün verdi. Ancak bizler için içme ve kullanma suyu çok önemli ve barajlarımız yeterince su depoladı ama hala yeterli seviyede değiller. Beklentimiz Nisan hatta Mayıs ayı sonlarına kadar yağmurların yağması. Zira yağmurlar bu şekilde yağarsa tam bir bolluk senesi yaşayabiliriz. Sulama ve kullanma suyu sıkıntısı olmadan yaşamak bizlere biraz daha güç verecektir. Geçtiğimiz yıl ve ondan önceki yıl Büyük Menderes Nehri kurudu, içerisinden yürünür hale geldi. Biz bu tür kuraklık olaylarını aile büyüklerimizden duymuştuk onların çocukluğunda ve ya gençliklerinde de bu gibi kuraklıklar yaşanmış. Menderes Nehri kurumuş o yıllarda da. Belki tarih tekerrürden ibarettir demek bu anlama geliyor. Eski medeniyetlerin yaşadığı yıllardan örnek vermek gerekirse, Mısırlılar yedi yıl bereketli yedi yılda kıtlık dönemi yaşamış. Ancak onların yol göstericisi peygamber Yusuf olmuş. Onun tanrıdan aldığı emir ve öngörüler sayesinde o dönem sadece Mısırlılar sıkıntı çekmemiş. Onların dışında kalan tüm dünya susuzluktan ve açlıktan kırılmıştı.

***

Yağmurların yağması yaşamsal ve çok önemli. Sadece biz insanlar için değil, ormanlar, ovalar, dağlar, hayvanlar için de su çok önemli. Son yüzyılın en yıkıcı etkeni küresel ısınma nedeniyle yağmurlar yağmıyor, kuraklıklar her geçen yıl artarak hayatı yaşanmaz bir hale getiriyor. Dua edelim ki bundan sonraki yıllar da susuzluk çekmeyelim. Ama elimizdeki olanında kıymetini iyi bilelim. Çeşmeleri açık bırakmayalım, boşuna fazla su kullanmayalım, ihtiyacımızı belirleyelim suyumuzun her damlasının değerini iyi bilelim. Yoksa hayatımızı devam ettirecek kadar bile su bulamayacağız.