ZEYTİN AĞACI (‘ÖLMEZ AĞAÇ’)

Abone Ol

Bölgemizin Akdeniz iklimi etkisi altında olmasından dolayı dağlarımız ve ovalarımız zeytin ağaçlarıyla kaplı. Allah’ın biz insanoğluna bahşettiği en özel ve güzel bir meyvedir zeytin. Bu ağacın yağından, yaprağından, kütüğünden, gölgesinden ziyadesiyle faydalanıyoruz. Hele yağı tam bir şifa kaynağı, sadece ekmek bandırarak yerseniz bile yanında başka bir yiyeceğe bile ihtiyaç duymazsınız. Ayrıca bu ağacı yetiştirerek çiftçiliğini yapanlar içinde önemli bir gelir kaynağıdır zeytin ağacı…

Ege ve Maramara’nın büyük çoğunluğunda yer alan zeytinlik bahçelerinden elde edilen zeytin yağları ülkemiz içerisini besledikten sonra geri kalanıyla da ihracat yaparak ülke ekonomisine de büyük kazanç sağlıyor. Aydın il genelinde zeytinlik alanlar diğer orman ağaçlarından çok daha fazla yere sahiptir. Pazar tezgahlarında taze zeytin çeşitleri ve yağlarını görmek olağandır.

***

NEDEN ‘ÖLMEZ AĞAÇ’ DENİLİYOR

Basit bir anlatımla şöyle diyebiliriz, zeytin ağaçları doğal yapısı gereği yağlı bir yapıya sahip ağaçlardır. Yani bir orman yangınında tamamen köklerine kadar yanar, sanırsınız artık o ağaç sonsuza dek yok oldu. Ancak öyle bir yapıya sahiptir ki köklerinden yeniden yeşerir ve tekrar olduğu yerde büyümeye başlar. Kök sistemi çok güçlü olan zeytin ağacı suya ulaşmak için köklerini toprağın derinliklerine uzatır. Ana kökü sürekli yeni kökler vererek gövde ve dalları besler. Ömrünü tamamladığında ise gövdesi kurur ancak köklerinden yeşeren sürgünlerden yeni bir ağaç sürgünlenir ve bu nedenle “Ölmez Ağaç” olarak anılır.

***

Zeytin ağacının ve zeytinyağının mazisi ta insanlık tarihinin başlangıcına kadar dayanıyor. Eski kadim kültürlerde zeytin ağacı kutsal ağaç meyvesi de kutsal meyve olarak tanımlanmış. Öyle ki Tevrat, İncil ve Kur-an da bile bu ağaçtan ve meyvesinden, yağıdan bahsedilir. Eski zamanlarda tıpta yaraların üzerine zeytin yağı dökülür ve pansuman yapılırmış. Zeytin yağları Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Uzakdoğuya kadar tüm bölgelere bu işi yapan tüccarlar aracılığıyla götürülürmüş. Daha eski zamalra gidersek Nuh Tufanı’nın ardından suların yavaş yavaş çekilmeye başlamasından sonra, Nuh peygamber her gün bit güvercin kuşunu salar onun kuru toprağa basmasını beklermiş. Yine bir gün Nuh peygamber güvercini salmış güvercin o akşamüzeri ağzında zeytin yaprakları olan minik nir dal parçasıyla gemiye geri gelmiş. Bu olayın ardından Nuh peygamber yeryüzü üzerinden suların çekildiğini ve o güvercinin zeytin dalını aldığı yerlerin kurumuş olduğunu anlamış. İşte zeytin ağacı ve onun muhteşem yağı için daha çok şeyler yazılır ve anlatılır. Kısaca bu ağacın insanlık tarihi boyunca ne büyük önem taşıdığından bahsettik. Zeytin ağacı yetiştiren herkese çok teşekkür ederim, emeklerinin karşılığı olan yağları her zaman bolca olsun inşallah…