Eylül sonu ve ekim ayı, Aydın’da başka bir heyecana sahne oluyor. Dağ köylerinden ovasına kadar her yerde zeytin ağaçlarının bereketi konuşulur. Hasat zamanı, sadece üretici için değil, Aydın’ın ekonomisi, kültürü ve sofralarımız için de en değerli dönem bize göre.
Aydın, ülkemizin en önemli zeytin ve zeytinyağı merkezinden biri. Topraklarımızda yetişen zeytinlerin kalitesi hem iç pazarda hem de ihracatta büyük önem taşıyor. Bu bereketi sürdürebilmek içinse üreticilere büyük görevler düşüyor.
En kritik konulardan biri, doğru hasat zamanı. Zeytini erken toplamak yağ oranını düşürüyor. Geç kalmak da hem verimi hem kaliteyi olumsuz etkiliyor. Bu yüzden üreticinin gözü, dalındaki meyvenin rengine ve olgunlukta olması gerekiyor.
Bir diğer önemli konuysa hasat yöntemi. Aydın’ın pek çok köyünde hâlâ çırpma usulüyle zeytin toplanıyor. Ancak bu yöntem dallara zarar verdiği için gelecek yılın ürününü zayıflatabiliyor. Aslında elle toplama ya da makineli silkme yöntemleri hem ağacı koruyor hem de zeytinin zarar görmesini büyük ölçüde engelliyor.
Hasat sonrası süreç de en az dalından koparma kadar büyük öneme sahip. Zeytinlerin çuvallarda bekletilmeden kısa sürede sıkıma götürülmesi, Aydın zeytinyağının ününü koruyacak en önemli adımlardan biri. Çünkü zeytinyağındaki asit oranı, zeytinin bekleme süresine bağlı olarak hızla artabiliyor.
Zeytin, Aydın için sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda kültürün ve yaşamın simgesi. Bugün alın teriyle toplanan her zeytin tanesi, hem sofralarımıza bereket hem de gelecek nesillere aktarılacak bir miras anlamına geliyor.
Unutmayalım: Zeytine verilen özen, hem çiftçiye kazanç hem Aydın’a değer hem de sofralarımıza sağlık olarak geri döner.
Bol bereketli bir sezon olsun inşallah...