Anadolu Selçuklu döneminin önemli kentlerinden biri olan Kalehisar’da 2021 yılında başlayan kazı çalışmaları, 2025 yılında da aralıksız sürüyor. Çorum’un Alaca ilçesi Mahmudiye Köyü sınırları içinde yer alan ören yeri, medrese, kervansaray, hamam ve sur kalıntılarıyla dikkat çekiyor. Uzmanlara göre bu niteliklere sahip tek kent olması, Kalehisar’ı Anadolu arkeolojisi açısından eşsiz kılıyor.
Anadolu’nun unutulmuş Selçuklu kenti
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Şahin başkanlığında yürütülen kazılar, Anadolu Selçuklu şehircilik anlayışına ışık tutuyor. Kazılarda medrese ve kervansaray gibi yapılarla birlikte sosyal ve dini hayatın izlerini taşıyan buluntular da ortaya çıkarıldı. Bu yönüyle Kalehisar, yalnızca bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda Selçuklu kültür ve yaşamının merkezi olarak öne çıkıyor.
“Çorum’un Hattuşa’sı” olarak nitelendiriliyor
Ören yeri, barındırdığı mimari yapılar ve kültürel doku nedeniyle uzmanlarca “Çorum’un Hattuşa’sı” şeklinde tanımlanıyor. Kentin surlarla çevrili yapısı ve içerisinde bulunan anıtsal binalar, burayı hem siyasi hem de ticari bir merkez olarak işaret ediyor. Çalışmalar, Anadolu’daki Selçuklu mirasının şimdiye kadar gün yüzüne çıkmamış yönlerini de gözler önüne seriyor.
Üniversiteler arası iş birliğiyle yürütülüyor
Kazılar yalnızca Aydın Adnan Menderes Üniversitesi tarafından değil; Yozgat Bozok Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa ve Hitit Üniversitesi’nden akademisyen ve öğrencilerin katılımıyla sürdürülüyor. Bu iş birliği sayesinde, bilimsel açıdan daha kapsamlı veriler elde ediliyor ve farklı disiplinlerden uzmanlar kentin tarihi hakkında bütüncül bir perspektif sunabiliyor.
Yerel yönetimlerden güçlü destek
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen çalışmalara, bölgedeki yerel yönetimler de önemli katkılar sağlıyor. Çorum ve Aydın valilikleri, Çorum Belediyesi, Alaca Kaymakamlığı ve belediyesi ile köy muhtarlığının desteği, kazıların kesintisiz devam etmesini mümkün kılıyor. Bu dayanışma, Kalehisar’ın yalnızca akademik bir çalışma alanı değil, aynı zamanda bölgesel bir kültürel miras projesi olarak da sahiplenildiğini gösteriyor.




