Şezlongların dip dibe dizildiği, adım atacak yer kalmayan bu bilinen koyda denize girmek, doğayla baş başa kalmaktan çok uzak bir deneyime dönüşüyor. Oysa bu devasa milli park, yalnızca birkaç popüler koydan ibaret değil. Gözden uzak, tabelasız patikalardan ulaşılabilen koylar; yalnızca bölgeyi iyi tanıyan doğa tutkunlarının bildiği "saklı cennetler" hâlinde bekliyor. Peki gerçekten bu parkın içinde kimsenin gitmediği koylar var mı?

Kalabalığın Bittiği Yer: Kanyon ve Az Bilinen Koylar

Dilek Yarımadası'nın büyüklüğü birçok ziyaretçi tarafından tam anlamıyla kavranmıyor. Park, yalnızca İçmeler, Aydınlık, Kavaklıburun ve Karasu koylarından ibaret sanılsa da, asıl büyüsünü bu koyların arasındaki yürüyüş parkurlarıyla ortaya koyuyor. Özellikle Karasu Koyu, çoğu tatilcinin araçla ulaşabildiği son durak. Ancak oradan sonrası, sadece yürüyüşe çıkanların ve keşfe meraklı olanların erişebildiği bölge.

Dilek Yarim Adasi1

Karasu’dan içeri doğru ilerleyen orman patikaları, sizi insan sesinden tamamen arınmış bir dünyaya götürüyor. Bu bölgeye ulaşanların karşısına ise derin bir kanyon, kuş cıvıltıları ve denize açılan doğal havuz benzeri sessiz koylar çıkıyor. Ne şezlong var ne işletme. Sadece çam ağaçlarının gölgesi, taşlık plaj ve Ege’nin tuzlu serinliği... Milli Park’ın bu saklı yüzü, doğayla baş başa kalmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat.

Adım Adım Sakinliğe Ulaşım ve Yanınıza Almanız Gerekenler

Saklı koylara ulaşmak için ilk adım, aracınızı Karasu Koyu'na park etmek. Buradan sonra parkın içindeki tabelaları ya da taşlara çizilmiş yürüyüş işaretlerini takip ederek yaklaşık 15-20 dakikalık bir yürüyüşle Kavaklıburun’un daha az bilinen yan koluna ulaşmanız mümkün. Burası, haritalarda “koy” olarak bile işaretlenmeyen, tamamen doğal yapısıyla dikkat çeken bir bölge.

Dilek Yarim Adasi2

Bu yürüyüş için yanınıza mutlaka bol su, şapka, güneş kremi ve kayalık arazide rahat hareket etmenizi sağlayacak bir yürüyüş ayakkabısı alın. Patikalar yer yer daralıyor, bazı geçişlerde hafif eğimli zeminler sizi bekliyor olabilir. Ayrıca park, yaban hayatı açısından zengindir. Özellikle sabah erken saatlerde veya gün batımına yakın yürüyüşlerde yaban domuzlarıyla karşılaşabilirsiniz. Ancak bu hayvanlar genellikle insandan uzak durmayı tercih eder ve zarar vermezler.

Yol boyunca cep telefonu sinyali zayıflayabilir. Bu nedenle park girişinde kısa bir rota planı yapmanızda fayda var. Gideceğiniz koylarda herhangi bir tesis bulunmadığından, yanınıza atıştırmalık ve çöp poşeti almayı da unutmayın. Çünkü bu saklı cennetleri temiz tutmak, onları gerçekten sevenlerin sorumluluğudur.

Kaynak: HABER MERKEZİ