Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, kadınların tarımsal üretimden beslenmeye, bilgi aktarımından aile içi sorumluluklara kadar toplumun her alanında belirleyici bir rol üstlendiğini vurguladı.
Bayraktar, “Dünyada ve ülkemizde kadınlar; tarımsal üretimde, beslenmede, çocuk eğitiminde, hasta ve yaşlı bakımında en önemli katkıyı sağlıyor. Ancak üretimin merkezinde olmalarına rağmen kadın çiftçilerimiz, sosyal güvenlikten yeterince yararlanamıyor ve ekonomik olarak ikinci planda kalıyor” dedi.
Kadın çiftçiler tarımın %18’ini oluşturuyor
TZOB Ziraat Odaları Bilgi Sistemi (ZOBİS) verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla 754 Ziraat Odası’na kayıtlı 956 bin 643 kadın çiftçi bulunuyor. Bu sayı, tüm çiftçilerin %18,14’ünü oluşturuyor.
Kadın çiftçilerin yaş ortalaması 61, erkek çiftçilerin ise 58 olarak belirlendi. Çiftçilerin %35’i 65 yaş ve üzerinde, %35’i 50–64 yaş aralığında yer alıyor. Sadece %5’lik bir kesim 18–32 yaş grubunda.
Bayraktar, “Tarımsal nüfus hızla yaşlanıyor. Son 30 yıldır hiç doğum gerçekleşmeyen köylerimiz var; kış aylarında tamamen boşalan köylerin sayısı artıyor. Bu durum yalnızca üretimi değil, kırsal yaşamın sosyal dokusunu da tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.
Kadın çiftçilerin sosyal güvenlikte yaşadığı zorluklar
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Türkiye’de 4/B kapsamındaki 427 bin 298 zorunlu tarım BAĞ-KUR’lu çiftçinin %24,69’unu yani 105 bin 478’ini kadın çiftçiler oluşturuyor.
Ancak kadın çiftçilerin yalnızca %11’i prim ödeyebiliyor. 2024 yılı itibarıyla Tarım BAĞ-KUR prim tutarı aylık 8.971,90 TL, indirimli olarak 7.671,60 TL. Bayraktar, “Bu tutarlar, gelir düzeyi düşük çiftçilerimiz için büyük bir mali yük oluşturuyor. Kadın çiftçilerin sisteme dahil olmasını güçleştiriyor” dedi.
“Kadın emeği aile katkısı olarak görülmemeli”
Bayraktar, kadınların çoğunlukla ücretsiz aile işçisi olarak çalıştığını, emeklerinin yeterince görünür olmadığını belirtti:
“Kadın çiftçilerimizin üretici kimliğinin tanınması, sosyal güvenceye erişimlerinin kolaylaştırılması ve kırsalda yaşam kalitesinin artırılması hayati önemdedir. Bu yalnızca bir tarım sorunu değil; kırsal kalkınma, sosyal adalet ve toplumsal eşitlik meselesidir.”
Bayraktar’dan politika önerileri
Gençlerin tarıma kazandırılması için:
Tarım arazisi edinimi kolaylaştırılmalı,
Düşük faizli kredi ve hibe destekleri artırılmalı,
Tarımsal girişimcilik ve teknoloji temelli eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.
Kadın çiftçilerin güçlendirilmesi için:
Kadın çiftçilere özel prim desteği ve pozitif ayrımcılık uygulanmalı,
Kadın girişimcilere yönelik destek programları yaygınlaştırılmalıdır.
Kırsal altyapının güçlendirilmesi için:
Kırsal bölgelerde kreş, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanmalı,
İnternet erişimi ücretsiz hale getirilmeli,
Sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetleri güçlendirilmelidir.
Tarımın saygınlığının artırılması için:
Tarımın stratejik ve itibarlı bir meslek olduğu topluma yeniden anlatılmalı,
Tarım liseleri ve üniversitelerde tarım-teknoloji odaklı bölümler açılmalıdır.
“Kadın çiftçiler üretimin, emeğin ve direncin simgesidir”
Bayraktar, TZOB olarak kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine erişiminin kolaylaştırılması, gelir düzeylerine uygun prim desteği sağlanması ve kırsalda yaşam koşullarının iyileştirilmesini öncelikli hedef olarak gördüklerini belirtti.
“Kadın çiftçilerimiz yalnızca kendi evlatlarını değil, tüm ülkemizi doyuruyorlar. Kadınlara fırsat verildiğinde liderliğin, üretimin ve değişimin öncüleri olurlar. 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde, alın teriyle toprağa can veren tüm kadın emekçilerimizi saygı ve minnetle selamlıyorum.”



