Tarihimizden esinlenilerek kurgulanan bu dizinin aşk, kin, ihtiras ve entrikayla şekillenen senaryosunu farklı okumalıyız. Dizideki karakterlerin tarihe yön verdiğini hatırlamanız, nasıl bir hayat yaşadıklarının farkına varmanız dileğiyle...


Melik Şah:


Doğu'da; Karahanlı ve Gazneli'lerle, kuzey'de; Gürcü ve Ermeni Krallıkları, Kuman Kıpçak boyları ve Oğuz Yabgu devletleriyle, batı'da; Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Bizans İmparatorluğuyla, güney'de; Abbasiler, Batiniler (Karmati) ve Fatımilerle savaşmıştır.


Melik Şah'ın mücadelesi dizide konu edildiği gibi Haç ile Hilal'in savaşı değil; göçerek geldikleri, savaşarak kazandıkları topraklarda kurdukları devletin egemenliğini korumaktır. Ancak ölümünden sonra tekrar eden taht kavgaları nedeniyle güç kaybederek bölünen devlet, Ahmet Sencer döneminde soydaş ve dindaş savaşlarının etkisiyle dağılmıştır.


Melik Şah, ortaçağın politik kuralları gereği ya komşusu devletleri hâkimiyeti altına alacak ya da bu devletlere tabi olacaktı. Başka bir devletin buyruğuna girmeden katıldığı bütün savaşlardan galip gelerek devletin sınırlarını olağanüstü genişletmiş, hükmettiği topraklarda adil bir düzen kurmuştur.


Arapların Türkistan'ı işgal etmesinden üç yüz yıl sonra Türkleri, Arabistan'a hâkim kılmıştır. 1087'de Bağdat'ta Abbasi devlet sarayına girdiğinde, halası Hatice Arslan ile Kaim'in oğlu Muktedi'den halifelik mührünü teslim almış, “Halife Kureyşidir” kuralını yıkmış, Müslümanların emiri (başkanı/halifesi) olmuş, Mezhep kavgalarını durdurmuş, mezhepler arasındaki görüş ayrılığını ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.


Melik Şah'ın, Terken hatundan; Davut, Ahmet, Mah Melek ve Mahmut adlı dört çocuğu olmuştur. Zübeyde hatundan; Berkyaruk, Gevher ve Seyyide, Seferiye isimli cariyesinden ise Muhammed Tapar ve Ahmed Sencer isminde çocukları doğmuştur. Kız çocuklarından Gevher hatunu Gazneli III. Mesud, Mah Melek hatunu Abbasi halifesi Muktedi, Seyyide hatunu ise Muktedi'nin oğlu Mustazhir ile evlendirmiştir. Mah Melek Hatun'dan olan torunu Cafer'i halife ilân etmeyi planlarken 1092'de otuz yedi yaşındayken zehirlenerek öldürülmüştür.


Terken (Türkan) Hatun:


Karahanlı hanedanı mensubudur. Melik Şah'la 1068'de evlenmiştir. Büyük Selçuklu devletine muhafızları, doktorları, hizmetçileri vb. gibi bin kişilik teşkilatıyla gelin gelmiştir. Tamamı erken yaşlarda ölen dört çocuk doğurmuştur. Siyasi olaylarda aktif rol alan Terken Hatun'un vezir Nizamülmülk'ün yerine Tacülmülk'ü getirtmek, devlet tahtına oğlu Mahmut'u çıkartmak istediğinden Melik Şah'ın ölümünde parmağı olduğu rivayet edilmiştir. Türkmen beylerinin muazzam desteği ile tutsaklıktan kurtarılan ve tahta çıkarılan Berkyaruk'u bertaraf etmek istemiştir. Bu uğurda Berkyaruk'un dayısı Azerbaycan Bey'i İsmail ve amcası Suriye Bey'i Tutuş ile iş birliği yapmıştır. Hatta daha da ileri giderek evlenme vaadinde bile bulunmuştur. Ancak Berkyaruk'a karşı kurduğu ittifaklar dağılıp bir netice alamadan 1094'de Bağdat'ta bir görüşe göre zehirlenerek öldürülmüştür.


Hace (Hoca) Nizamülmülk:


Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci veziridir. Tuğrul Bey tarafından hadım ettirilen ilk vezir Kündüri'den sonra Alparslan döneminde vezirlik makamına getirilmiş, Melik Şah'ın zamanında da yerini korumuştur. Türk tarihinde müstesna bir yere sahip olan Hace, Melik Şah'ın buyruğuyla Batini İsmailiye devletini ve Haşhaşi lideri Hasan Sabbah'ı yok etmek üzere ordusuyla 1092'de Kazvin'e yola çıkmış, Alamut kalesini kuşatırken Terken Hatun ve Tacülmülk'ün desteklediği Haşhaşi suikastıyla bıçaklanarak öldürülmüştür. Vezirlik makamına atanan Tacülmülk ise Hace'nin iki oğlu ve aynı zamanda Berkyaruk'un da sırayla vezirliğini yapan Müeyyidülmülk ve Fahrürmülk ile giriştiği mücadelede infaz edilmiştir.


Berkyaruk:


Melik Şah'ın en büyük oğludur. Annesi Zübeyde Hatun, Çağrı beyin oğlu Yakuti'nin kızıdır. Melik Şah'ın ölmesi üzerine tahta geçen üç yaşındaki I. Mahmut'a biat etmeyen Türkmen beylerinin Terken Hatun'u baskı altına alıp zorlamasıyla tahta çıkarılmış ve saltanatı on yıl sürmüştür. Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın İsfahan'da esir tutulan çocukları Kılıçarslan ve Kulanarslan'ı 1092'de serbest bırakmıştır. Bütün bu gelişmelerde doğuştan hanedan üyesi annesi Zübeyde Hatun'un etkili olduğu söylenir. Dizide henüz göremediğimiz Berkyaruk, üvey annesi Terken Hatun başta olmak üzere hanedan üyelerinin kurduğu ittifaklara karşı ismi gibi şimşek hızıyla savaşlar yapmış, zaferler kazanmıştır. Rey Muharebeleri adıyla anılan ve on yıl süren savaşlar sonrasında 1104'de oğlu II. Melik Şah'ı vekil tayin ederek İsfahan'da hastalıktan ölmüş, babası Melik Şah'ın türbesine defnedilmiştir.


Muhammed Tapar:


Melik Şah'ın Seferiye isimli cariyesinden 1082'de dünyaya gelmiştir. Beryaruk'un döneminde Gence Beyi yapılmış, çevresindekilerin yönlendirmesiyle saltanat mücadelesine girişmiş, üvey ağabeyi Berkyaruk'a karşı iki kez sultanlığını ilan etmiştir. Savaşlarda aldığı mağlubiyet üzerine Merv (Horasan toprakları) beyi ve öz kardeşi Ahmet Sencer'e sığınmıştır. İki kardeşin askeri güçlerini birleştirmesiyle devleti ikiye bölen bir antlaşma yapılmıştır. Tapar, 1104'te Berkyaruk'un ölüm haberini aldığında Bağdat'a gelmiş ve II. Melik Şah'ın taht hakkından feragat etmesiyle tahta çıkarak ilk iş üvey annesi Zübeyde Hatun'u etkisiz hale getirmiştir. Saltanatı boyunca Bâtıniler, Türkmen beyleri, Arap emirleri, Gürcüler ve kutsal toprakları ele geçirmek için ortaya çıkan Haçlı ordusuyla savaşan Tapar, oğlu II. Mahmut'u veliaht ilan ederek 1117'de İsfahan'da ölmüştür.


Ahmet Sencer:


Büyük Selçuklu'nun son sultanı Ahmet Sencer, Melik Şah'ın Seferiye isimli cariyesinden 1086'da dünyaya gelmiştir. Ağabeyi Tapar'ın ölümünden sonra tahta çıkan yeğeni II. Mahmut'a biat etmemiş ve savaşarak tahtı ele geçirmiştir. Savaşta esir düşen II. Mahmut'u, Büyük Selçuklu'ya tabi Irak Selçuklu Devletinin sultanlığa atamış ve böylece Büyük Selçuklu Devletinin Anadolu Selçuklularıyla birlikte üçe bölünmesine rıza göstermiştir. Sencer, 1118'de tahta çıktığı ilk günden beri zaferden zafere koşmuş, yenilmiş, hatta esir dahi alınmış ama her seferinde devleti dağılmaktan kurtarıp yeniden tanzim etmiştir. Ahmet Sencer, kırk yıl süren saltanatı boyunca, 1157'de ölümüne kadar Karahanlılar, Gazneliler, Harzemli Atsız, Batiniler, Gurlular, Irak Selçukluları, Oğuz Yabgu devletleri, Moğol Karahitaylar ve Abbasilerle savaşmıştır. Büyük Selçuklu Devletini yeniden tanzim etmiş, başkenti Merv'e naklederek adeta yeni bir Türk devleti kurmuştur. Erkek çocuğu bulunmayan Sencer'in saltanatı, Türk siyasi tarihinin en kanlı, en karışık tarihidir.


Muhabir: Haber Merkezi