Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmelerinde milletvekillerinin eleştirilerini yanıtladı. Bütçenin ülke politikalarının tüm yönleriyle konuşulmasına imkân tanıyan önemli bir süreç olduğunu belirten Yılmaz, tartışmaların demokratik işleyiş açısından değer taşıdığını vurguladı.
Muhalefetin sıkça dile getirdiği bütçe açığı ve faiz yükü gibi eleştirilerin nominal rakamlar üzerinden yapılmasını doğru bulmadığını söyleyen Yılmaz, “Değerlendirmelerde milli gelire oranların esas alınması daha sağlıklı olur.” ifadesini kullandı. Deprem harcamaları ve küresel koşullar nedeniyle artan borçlanmanın orta vadede azalacağını, faiz yükünün de düşüş trendine gireceğini aktardı.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, fırtınalı dönemde güçlü bir zemin oluşturdu”
Yılmaz, küresel ve bölgesel krizlerin arttığı bir dönemde Türkiye’nin hızlı karar alma kabiliyetinin önemine dikkat çekti. Özellikle pandemi, deprem ve jeopolitik risklerin yaşandığı süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantaj sağladığını savunan Yılmaz, “İyi ki bu sisteme geçtik, iyi ki güçlü ve tecrübeli bir liderle bu dönemi yaşıyoruz.” dedi.
Sisteme yönelik muhalefet eleştirilerine de değinen Yılmaz, “İyileştirme talepleri var ama anayasal reform çağrılarına ‘yokuz’ denmesini tutarsızlık olarak görüyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Ekonomi politikaları ve enflasyon hedefi: “Program çalışıyor, 2026 sonuçların belirginleşeceği yıl olacak”
Ekonomi cephesinde programın kararlılıkla sürdüğünü söyleyen Yılmaz, enflasyonda görülen düşüşe dikkat çekti. Geçen yıl yüzde 75’leri aşan enflasyonun bugün yüzde 31 seviyelerine gerilediğini hatırlatan Yılmaz, hedeflerinin gelecek yıl yüzde 20’nin altı, ardından da tek haneler olduğunu belirtti.
Temel mallarda enflasyonun daha hızlı düştüğünü ancak hizmetlerdeki katılığın da kırılmaya başladığını ifade eden Yılmaz, 2026’nın yapısal dönüşüm yılı olacağını bildirdi. Reform programlarının piyasalar üzerinde yaratacağı beklenti etkisinin önemine vurgu yaparak, “Programımızın doğruluğu net. Kısa dönemli dalgalanmalar hedefleri değiştirmez.” dedi.
Belediyeler ve yerel yönetim reformu: “Asli hizmetler unutuluyor, yatırım oranları düştü”
Yerel yönetimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, belediyelerde yatırım oranlarının yıllar içinde azaldığını ve reform ihtiyacının ortaya çıktığını söyledi. 2018’de yüzde 36 olan belediye yatırım payının günümüzde yüzde 24’ün altına gerilediğini kaydeden Yılmaz, “Öncelik su, ulaşım, temizlik gibi temel hizmetlerde olmalı.” dedi.
Kayıp-kaçak oranlarının yüksekliğine dikkat çeken Yılmaz, su yönetiminin gelecek yıllarda stratejik bir mesele haline geleceğini ifade etti.
Sosyal destek sistemi: GETAD modeli 2027’de tüm ülkede uygulanacak
Sosyal yardım politikalarının daha etkin hale getirilmesi için hazırlanan Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi’nin (GETAD) pilot uygulamasının gelecek yıl başlayacağını söyleyen Yılmaz, 2027’de sistemin tüm Türkiye’ye yayılacağını açıkladı.
Modelin, aileleri asgari gelir seviyesinin altına düşürmemeyi amaçladığını ancak istihdamdan caydırıcı olmayacak şekilde tasarlandığını belirtti.
Konut teslimleri ve deprem bölgesi: “2,5 yılda 450 bin konut teslim edilecek”
Deprem bölgesine yönelik çalışmaların devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, yıl sonu itibarıyla 450 bin konutun hak sahiplerine teslim edileceğini belirtti. Eleştirilere yanıt veren Yılmaz, “Bazı temsilciler 10 yılda toparlayamazsınız demişti ama 2,5 yılda bu noktaya geldik.” dedi.
Dış politika ve ekonomik güven: “Program dışı faktörler geçicidir, asıl olan istikamettir”
Ekonomik reformların hem somut sonuçlar hem de beklenti kanalı yoluyla güven oluşturduğunu söyleyen Yılmaz, dışsal risklerin kısa süreli etki yarattığını, programın ise orta vadeli bir çerçeve sunduğunu dile getirdi.
ABD Başkanı Biden’ın geçmişte yaptığı açıklamalara da değinen Yılmaz, Türkiye’nin meşruiyetini yalnızca halktan aldığını ifade etti.
