Yaz mevsiminin kavurucu sıcakları artık geride kaldı. Kışın sert soğukları ise henüz başlamış değil. Bu geçiş dönemi, toprak için adeta altın değerinde kabul ediliyor. Hem kışlık sebzeler hem de soğuğa dayanıklı çiçekler eylül ayında ekildiğinde güçlü kökler salıyor ve daha hızlı gelişiyor. Böylece hem kısa vadede hem de uzun vadede yüksek verim elde edilebiliyor.
15 GÜNDE HASAT EDİLMEYE HAZIR OLUYORLAR
Serin havayı seven maydanoz, dereotu, roka ve tere gibi yeşillikler eylül ayında ekildiğinde kısa sürede filizleniyor. Özellikle roka ve tere, ekimden sonraki 15–20 gün içerisinde tüketilmeye hazır hale geliyor. Balkon saksılarında kolayca yetişen bu yeşillikler, şehir hayatında yaşayanlar için pratik ve ekonomik bir çözüm sunuyor. Üstelik taze koparılan yeşilliklerin hem lezzeti hem de besin değeri market raflarından alınan ürünlere kıyasla çok daha yüksek oluyor.
Uzmanlar, bu dönemde ekilen yeşilliklerin hem hızlı geliştiğini hem de daha dayanıklı yapraklar verdiğini vurguluyor. Kendi yetiştirdiği ürünü tüketmenin verdiği güven ve keyif de cabası.
KIŞLIK SEBZELER İÇİN ALTIN DÖNEM
Eylül ayı, sadece yeşillikler için değil, kışlık sebzeler için de ideal. Ispanak, marul, pazı, lahana ve brokoli gibi kış sofralarının vazgeçilmez sebzeleri, bu dönemde ekildiğinde serinleyen havada hızla kök salıyor. Düzenli sulama ve bakım yapıldığında ıspanak ve marul gibi ürünler 4–6 hafta içinde sofralara geliyor.
Özellikle ıspanak ve brokoli, kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendiren besin değerleriyle öne çıkıyor. Eylül ayında ekilen bu sebzeler, sadece aile bütçesine katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sağlıklı bir beslenme düzeni için de büyük avantaj sağlıyor.
SAKSIDA ÇİÇEKLERLE RENK KATMAK MÜMKÜN
Sebzelerin yanı sıra, eylül ayında çiçek ekimi de oldukça yaygın. Hercai menekşe, süs lahanası ve aslanağzı gibi türler, kısa sürede çiçek açarak balkon ve bahçelere renk katıyor. Soğuğa dayanıklı yapıları sayesinde bu bitkiler, kış aylarında da canlılığını koruyor. Böylece hem sofralar hem de yaşam alanları güzelleşiyor.
Uzmanlar, özellikle süs lahanası gibi dayanıklı türlerin dekoratif olarak da tercih edildiğini belirtiyor. Bu bitkiler, hem göze hitap ediyor hem de kış boyunca balkonlarda renkli bir atmosfer yaratıyor.
BALKONDA TARIMIN YÜKSELİŞİ
Şehir hayatında artan betonlaşma nedeniyle bahçeye sahip olanların sayısı giderek azalıyor. Ancak bu durum, insanların tarımdan tamamen uzak kalacağı anlamına gelmiyor. Son yıllarda “balkon tarımı” olarak bilinen uygulama hızla yaygınlaşıyor. Küçük saksılarda yetiştirilen sebzeler ve çiçekler, hem ekonomik hem de psikolojik açıdan fayda sağlıyor.
Kendi ürününü yetiştiren kişiler, hem gıda güvenliği açısından içlerini rahat hissediyor hem de doğayla bağlarını koparmamış oluyor. Ayrıca balkonunda sebze yetiştirenler, marketten sık sık alışveriş yapma zorunluluğunu azaltarak aile bütçesine katkıda bulunuyor.
EYLÜLÜN FIRSATINI KAÇIRMAYIN
Eylül ayı, doğanın sunduğu en verimli dönemlerden biri olarak öne çıkıyor. Bu ayda ekilen yeşillikler kısa sürede hasat edilebiliyor, kışlık sebzeler güçlü ve sağlıklı gelişiyor, çiçekler ise kış boyunca evlere renk katıyor. Bahçesi olmayanlar için bile balkon saksıları, toprağa dokunmak ve emeğin karşılığını almak için yeterli.
Uzmanlara göre eylülde toprağa atılan her tohum, hem sofralara bereket hem de yaşam alanlarına renk olarak geri dönüyor.