SP Aydın önceki dönem İl Başkanı Fatih Karahan, son 23 yıllık dönemde partide yaşadığı serüvene dair dikkati çeken bir sosyal medya mesajı paylaştı.
Karahan, “Vefa siyasetin sessiz şartıdır” başlıklı mesajında, “Siyaset çoğu zaman kürsülerde söylenen sözlerle, afişlerde yazılan sloganlarla ölçülür. Ama asıl siyaset, görünmeyen mücadelelerin, fedakârlıkların, sessizce verilen emeklerin toplamıdır. Bu yol, sadece sabır değil; vefa da ister. 2002 yılında, bazı büyüklerimizin tavsiyesiyle Merhum Erbakan Hocamız, Muğla İl Başkanlığı için ismimi değerlendirmiş. Ankara’ya davet edildim. Hocam ‘Muğla’ya git.’ dedi. Tanımadığım, bilmediğim bir ilde nasıl çalışabileceğimi düşündüm. O an susmayı tercih ettim ve geri döndüm. Ancak teklif birkaç kez daha tekrarlandı” ifadelerini kulandı.
BABASINDAN HELALLİK ALIP YOLA ÇIKTI
Bir istişare toplantısında durumu Temel Karamollaoğlu’na aktardığını anlatan Karahan, şöyle devam etti: “Bana sadece bir cümle söyledi: ‘Her işte bir hayır vardır, git.’ Gece saat 1’de eve döndüm. Rahmetli babamdan helallik aldım. Yol paramı, biraz harçlık ve abimin kredi kartını alıp yola çıktım. Terminalde araç bulamayınca, çevre yoluna çıktım. El kaldırarak geçen otobüslerden birine binip Muğla’ya doğru yola koyuldum. Muğla’ya geldiğimde teşkilat yoktu, bina yoktu, tanıdığım kimse yoktu. Sadece davam ve bana duyulan güven vardı. Cebimdeki parayı, rahmetli Murat Fidan Amcamıza verdim. Hem evim hem parti binamız olacak şekilde bir yer kiraladık.”
“BİR HAFTA CAMİDE YATTIM”
Sonraki üç yıl boyunca hiçbir maddi destek almadan, ailesin desteğiyle görev yaptığını kaydeden Karahan, “İlçeleri, beldeleri kurduk, kongreleri tamamladık. Bodrum’da sadece 5 oy vardı, bu 5 kişiyi bularak Bodrum teşkilatını kurduk. Bir hafta iskele camisinde yattım. Tanıdığım yoktu, aracım yoktu; ama inancım vardı. Kapı kapı dolaşarak Saadet Partili aradığım günleri unutamam. Defalarca istifa etmeyi düşündüm. Dilekçemi cebime koyup Ankara’ya gittim. Ancak her seferinde Hocamız sanki niyetimi anlamış gibi konuşur, ‘Ah bu gençler, zoru görünce pes ediyorlar…’ diye söze başlar, davamızı yeniden anlatırdı. Ben de istifa etmek için çıktığım yoldan, Muğla’ya hizmet etmek için daha büyük bir aşkla geri dönerdim” değerlendirmesinde bulundu.
“NE BORÇ BIRAKTIK NE DE SIKINTILI BİR MİRAS…”
Görevini tamamladıktan sonra Aydın’a yerleştiğini ifade eden Karahan, şunları anlattı: “İl Başkanımıza gidip, ‘Emrinizdeyim’ dedim. Meclis üyeliğinden milletvekilliği adaylığına kadar hangi görev verildiyse, en iyisini yapmak için gayret ettim. Bir gün Teşkilat Başkanımız Mahmut Bey aradı ve il başkanlığı için Ankara’ya davet etti. Kabul ettim, çünkü bizim anlayışımızda verilen göreve ‘hayır’ demek yoktur. İl ve ilçe kongre tarihleri geçmişti, partimiz cezalı duruma düşmek üzereydi. Kolları sıvadık, hızlıca ilçe kongrelerini yaptık. Ardından il kongresini gerçekleştirdik. Beş yıl boyunca teşkilatlarımızla birlikte gece gündüz çalıştık. 1 genel, 1 yerel seçim geçirdik. 17 ilçede ve büyükşehirde adaylarımızı çıkardık. Mahalle mahalle, köy köy dolaştık. Ne borç bıraktık ne sıkıntılı bir miras… Şimdi birilerinin çıkıp kendi başarısızlıklarını başkalarına yüklemeye çalışması, isim vererek haksızlık etmesi ne siyasi ahlaka, ne vicdana sığar. Siyaset, şahıslar için değil; milletin çıkarı ve dava için yapılır. Siyaset, kalp kırmak için değil; kalp kazanmak için yapılır. Ve en önemlisi: Siyaset, nezaket ve vefa ile yapılır. Bazen geçmişi anlatmak, sadece hatırlamak için değil; yeni gelenlere bir yol göstermek içindir. Bu satırları da tarihe küçük bir not, bir anı olarak düşmek istedim. Unutmayalım… Yöneticilik yapan, nezaketi de vefayı da unutamaz.”





