Bizans döneminde efsanevi bir Amazon kadınının mezarının burada bulunduğuna inanıldığı için "Anaia" olarak adlandırılan, Osmanlı döneminde ise Sultan II. Murat tarafından bir kadıya verilmesiyle "Kadıkalesi" adını alan bölge, 7 bin yıllık geçmişiyle dikkat çekiyor. Kuşadası Körfezi’ne hâkim konumu sayesinde hem arkeolojik hem de stratejik öneme sahip.
Daha önceki kazılarda prehistorik kaplar, kilise ve mescit yapıları, Hitit dönemine ait heykeller, sırlı seramikler, azize ikonaları, kurşun mühürler ve hayvan ayak izlerinin yer aldığı kiremit parçaları gibi birçok tarihi eser bulunmuştu.
Çağaptay’ın yürütücülüğündeki ekip, bu sezon özellikle daha önce kazı yapılmamış alanlara odaklanarak, bölgenin üretim faaliyetlerine ışık tutacak yeni verilere ulaştı. Kazılar, Kadıkalesi'nin yalnızca yerleşim değil, aynı zamanda bir üretim ve ticaret merkezi olduğuna dair önemli ipuçları sunuyor.
Kazı çalışmaları, bölgenin tarihi zenginliğini daha geniş kitlelere tanıtmak ve kültürel miras bilincini artırmak amacıyla devam ediyor.
"Veriler geç Bizans dönemine işaret ediyor"
Kazı Başkanı Doç. Dr. Çağaptay, bu dönemki kazılarda 13. yüzyıla tarihlendirilen iki mekan tanımladıklarını söyledi.
Bunlardan birinde pithos (saklama kabı) kalıntıları bulduklarını ve bölgede bir saklama noktası olduğunu değerlendirdiklerini anlatan Çağaptay, şöyle konuştu:
"Bir kiler gibi kullanılmış olabilir. Pithos parçalı geldiği için de kalıntıların ne olduğuna dair detaylı bir analiz yapacağız. Bu alanda cam ve metal cürufları saptadık. Belki bir üretim sektörüne yakın olabiliriz. Zaten alanımız bu konuda oldukça meşhur Bizans döneminde. Gelen veriler şu anda daha çok Geç Bizans dönemine işaret ediyor. Şu anki veriler çok iddialı olmak istemesem de bir üretim sektörüne baktığımıza dair detaylar gösteriyor. Pithoslarla karşılaşmamız, cüruf parçalarıyla karşılaşmamız, bir üretim sektörüne yakın olduğumuzu ya da bir üretim sektörüne doğru giden katmanları kazdığımızı gösterebilir. Henüz beylikler ya da Osmanlı ile alakalı ufak seramik parçaları haricinde herhangi bir şey bulamadık."
Çağaptay, seramik, metal ve cam buluntularına göre, buranın önemli bir ticaret merkezi olduğunu belirterek, "Bu seramiklerin, camların, metallerin üretildiğini ve dış dünyaya liman noktasından dağıtıldığını, satıldığını, aktarıldığını söyleyebiliriz. Dini ve ticari kurgusu belki malzeme kültürü üzerinden kurulmuştu. Ama biz yeni dönem çalışmalarımızda bu ticari malzemenin nasıl dağıtıldığını ve satıldığını ispatlayacak yeni çalışmalar yapıyoruz." dedi.