İstanbul’da beklenen büyük Marmara depremiyle ilgili belirsizlikler sürerken, jeoloji uzmanı Prof. Dr. Osman Bektaş’tan umut veren bir yorum geldi. Sosyal medya platformu X üzerinden paylaşım yapan Bektaş, 2025 yılında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin İstanbul’un batısında durduğunu ve bu durumun Kumburgaz segmentinin yapı özellikleriyle ilgili önemli ipuçları verdiğini ifade etti.
BEKTAŞ: KUMBURGAZ SEGMENTİ 250 YILDIR YÜKLENMEDİ
Prof. Dr. Bektaş, 2025 yılında yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin İstanbul’un batısında durmasının, Kumburgaz Fay segmentinin yaklaşık 250 yıldır yüksek oranda gerilme biriktirmediğini gösterdiğini belirtti.
Bektaş, bu gözlemin 1766 depreminin aslında İstanbul’un batısında değil, Adalar açıklarında meydana geldiğini savunan araştırmaları desteklediğini vurguladı.
Bu yorumu destekleyen kaynaklar arasında Ambraseys’in 2000 tarihli çalışması da yer alıyor. Bektaş’a göre bu veriler, olası bir İstanbul depreminin sanılandan daha düşük şiddette olabileceğine işaret ediyor.
'SİLİVRİ DEPREMİ GİBİ OLUR'
Kumburgaz segmentinin 3 kilometre derinliğe kadar "kilitli" olduğunu ifade eden Bektaş, bu nedenle olası bir kırılmanın yüzeyde değil, daha derinlerde sınırlı kalabileceğini belirtti. Bu yapı, segmentin derin kesimlerinde “creep” adı verilen kayma hareketlerinin yaşandığını ve böylece büyük enerji birikiminin engellendiğini ortaya koyuyor.
Bektaş, bu nedenle İstanbul’da beklenen bir depremin, tıpkı geçmişte yaşanan Silivri depremi gibi 6.2 büyüklüğünde olabileceğini dile getirdi.
'İSTANBUL DEPREMİ İÇİN GÜVEN VEREN YORUM'
Bektaş paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“İstanbul depremi için güven veren yorum:
2025 M6,2 depreminin İstanbul batısında durması Kumburgaz Fay segmentinin 250 yıldan bu yana aşırı gerilmeyle yüklenmediğini gösterir.
Bu durum, 1766 depreminin İstanbul batısında değil, Adalar tarafında olduğu görüşünü destekler.
Batıdan doğuya stres aktarılan Kumburgaz segmenti 3 km derinliğe kadar kilitli olup, derin kısımları creep yapar.
Bu özellik İstanbul batısında olası bir depremin büyüklüğünü tıpkı Silivri gibi M6,2 öngörür.”
BİLİMSEL KAYNAKLARLA DESTEKLENİYOR
Bektaş’ın görüşlerine eşlik eden çalışmalar arasında Lange (2019) ve Uchida (2019) gibi isimlerin yayınları da yer alıyor. Bu bilimsel veriler, Marmara Denizi içindeki fay segmentlerinin davranışlarını anlamak açısından önem taşıyor.
İstanbul’da yaşayan milyonlarca kişinin deprem nedeniyle tedirgin olduğu olduğu bu süreçte, uzmanlardan gelen böyle açıklamalar hem umut hem de dikkatli iyimserlik sunuyor. Ancak uzmanlar, bu açıklamaların tedbiri elden bırakmak anlamına gelmediğini, kentte yapı stokunun güçlendirilmesinin hâlâ birinci öncelik olması gerektiğini de hatırlatıyor.
