Dökmeci, uzun yıllar ilgisini çeken topraksız tarım ve hayalini kurduğu topraksız tarım makinelerinin yerli üretimi için 2020 yılında şirketini kurdu.
Ev ve iş yerleri gibi yeşil yapraklı yenilebilir sebzelerin tüketildiği yerlerde bitki üreten cihazları bu lokasyonlara koyma hedefiyle yola çıkan Dökmeci, iç pazardaki ilk satışını ise 2023 yılında gerçekleştirdi.
Üretim serüvenini AA muhabirine anlatan Dökmeci, "İlk başta sağdan soldan topladığım parçalarla küçük prototip cihazlar kurdum. Bu cihazlarla konsepti ortaya çıkardıktan sonra kendi tasarımlarımıza başladık. Cihazın içindeki elektronik kart ve yazılımlar kendi tasarımımız. Bunların hepsi Türkiye'de tasarlandı ve Türkiye'de yazıldı." dedi.
Dökmeci, yerli ve milli üretim olan topraksız tarım cihazları için Türk Patent Kurumuna faydalı model ve patent başvurusu yaptıklarını, bunların inceleme aşamasını geçip onay alma sürecinde olduklarını söyledi.
Topraksız tarım cihazının çalışmasına yarayan elektronik kontrol kartı, yazılım, aydınlatma ve bitkilerin yetiştiği tepsilerin dahi kendi tasarımları ya da diğer Türk şirketleriyle birlikte Türkiye'de yerli ve milli imkanlarla üretildiğini ifade eden Dökmeci, bu projeleriyle Türkiye Girişimcilik Vakfı, Türkiye Bilişim Vakfı ve İş Bankasının iştiraki olan Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetiminin işbirliği ile kurulan Founder-One'dan yatırım aldıklarını anlattı.
Dökmeci, cihazda yüksekliği 25 santimetreyi geçmeyen ve kök bitkisi olmayan her türlü bitkinin yetişebildiğine dikkati çekerek, "Sadece turp, patates, havuç gibi kök bitkileri yetişmiyor. Müşterilerimiz genellikle nane, kekik, fesleğen, kuzu kulağı, yenilebilir çiçekler gibi bitkileri yetiştirmeyi tercih ediyor. Topraksız tarım sistemleri genel olarak bitkileri geleneksel tarıma göre 3 kat daha hızlı büyütüyor." bilgilerini verdi.
Geleneksel tarımda 3 ayda büyüyen fesleğenleri burada 1 ayda büyütüp ürün alabildiklerini belirten Dökmeci, şöyle devam etti:
"Topraksız tarımın aslında birçok farklı yöntemi var. Biz burada 'gel-git' ya da 'doldur-boşalt' denilen yöntemi kullanıyoruz. Bu yöntemde cihazımızda bitkilerimiz topraksız tarıma uygun, tarımsal taş yünüyle büyüyorlar. Bunları müşterilerimize tohumları içine ekili şekilde gönderiyoruz. Müşterilerimiz sadece bu ürünleri cihazın içine yerleştiriyor. Sonra cihazımız kendi içindeki tankına gerekli besinleri ölçerek koyuyor ve cihazın içindeki katlara bitkilerin istedikleri aralıklarda su veriyor."
"Bir Türk ailesi yaprakları yenilebilir bitkileri evinde de yetiştirebilsin istiyoruz"
Global çapta artan maliyetlerin etkisiyle de böyle bir cihazı yapma gereksinimi duyduğunu belirten Dökmeci, insanların, şeflerin, ev kullanıcılarının daha çok sürdürülebilir, ilaçsız, taze ve doğal bitkilere eğiliminin olduğunu ancak bu bitkileri bulmanın her zaman zor olduğuna işaret ederek insanların ve restoranların bitkileri direkt tüketildiği yerde yetiştirerek hem katkısız tohum olduğundan hem de ilaçsız yetiştirildiğinden emin olduklarını ifade etti.
Dökmeci, sektörün Türkiye'de daha tam bilinmediğini ancak hızla geliştiğini vurgulayarak, "Aldığımız taleplerde de yüksek bir artış var. Şuan ülkemizde ürettiğimiz sadece işletmeler için tasarlanmış ürünler var. Yakında ev ürünlerimiz de olacak. Yine ülkemizde yerli ve milli imkanlarımızla bu ürünün daha küçük ve daha ucuz versiyonlarını yapmayı planlıyoruz. Örneğin bir Türk ailesi yaprakları yenilebilir bitkileri ve sebzeleri evinde de yetiştirebilsin ve aylık ihtiyacını karşılayabilsin istiyoruz. Ev cihazlarında aynı zamanda domates, salatalık gibi daha büyük bitkilerin üretilebileceği bir tasarım yapmayı hedefliyoruz ki ev kullanıcılarının talepleri biraz daha farklı oluyor işletmelere göre." şeklinde konuştu.