ÇKS başvuruları için son tarih 31 Aralık 2025
ÇKS başvuruları için son tarih 31 Aralık 2025
İçeriği Görüntüle

Aydın’da serbest avukatlık yapan, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Aydın Şubesi Kurucu Başkanı Erol Ertuğrul, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden arkadaşı olan Gazeteci – Yazar Uğur Mumcu’yla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mumcu’yu yıllar önce Aydın’da bir panele davet ettiklerini dile getiren Ertuğrul, o günlere dair duygulandıran bir anısını da paylaştı.

Ertuğrul, “Ben Ankara Hukuk Fakültesi’nin arkasında bir öğrenci yurdu vardı. ‘Hukuk Yurdu’ olarak anılırdı. Orada bir münazara ekibi oluştu. Ben de o ekibe girdim. Hukuk Yurdu ve Site Yurdu karşı karşıya gelecekti. Konu, köylü kente gelmeli mi yoksa gelmemeli mi idi. Ben o zaman ikinci sınıf öğrencisiydim. Münazaraya hazırlık yapıyordum. O sırada Uğur Mumcu ile tanıştım. Fakültenin kantininde tanıştık ve dost olduk. Alev Mahir Kocatürk da fakültemizdeydi. O da çok iyi bir konuşmacıydı” diye konuştu.

ÖĞRENCİ DERNEĞİ BAŞKANLIĞI YAPTI

Daha sonra Uğur Mumcu’nun Öğrenci Derneği Başkanı olduğunu söyleyen Ertuğrul, şöyle devam etti: “O yıllarda Adalet Partisi Genel Başkanlık seçimi vardı. Adaylar Süleyman Demirel ve Sadettin Bilgiç’i fakülteye gelip konuşturdu. Uğur’dan sonra ben Öğrenci Derneği Başkanı oldum. Uğur’la böylece dost olduk. Şiir günlerine birlikte katılırdık. Şiiri çok seven birisiydi. Mezun olduktan sonra koptuk. O bir dönem idare hukuku kürsüsünde asistanlık yaptı. Daha sonra askere gitti.”

“TAM BAĞIMSIZLIKÇIYDI”

O dönemde Kıbrıs olaylarının zirvede olduğunu aktaran Ertuğrul, “Biz de üniversite gençliği olarak Ankara’da Kıbrıs Mitingi yaptık. Milli Türk Talebe Birliği ve ona bağlı dernekler katıldı. Ben de Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanı olarak ikinci konuşmayı yaptım. Demirel Başbakan, İhsan Sabri Çağlayangil Dışişleri Bakanı idi. O yıllarda Çağlayangil basına ‘Rumlar Enosis’ten vazgeçerse biz de Taksim’den vazgeçeriz. Ben de bu sözü eleştirmiştim. ‘Türkiye’nin bir tezi yok mu, Rumların durumuna göre mi bizim tezimiz oluşacak?’ diye eleştirimi dile getirmiştim. Sağ kesimden eleştiriler almıştım. Tercüman gazetesi benim için birinci sayfada başyazıda ‘Solculara dikkat’ tarzında bir yazı yayımlamıştı. Hâlbuki Atatürkçüyüm ben. Öğrencilik yıllarımdan beri Atatürk ne kadar solcuysa ben de o kadar solcuyum. Hiçbir zaman komünist olmadım. Sosyal demokrat çizgide, Atatürkçü ve tam bağımsızlıkçı oldum. Uğur da öyle birisiydi” görüşlerini dile getirdi.

“BİLET PARASININ YARISINI İADE ETTİ”

Mumcu’nun 24 Ocak 1993’te arabasına konan bomba ile yaşamını yitirdiğini hatırlatan Ertuğrul, “O gün Akbük’te bir genel kurulda divan başkanlığı yapıyordum. O sırada olay olmuş. Eşim radyodan duymuş. Bana çok zor söyledi. Olayı anlattı. Gözyaşlarımı tutamadım. Sanki o bomba bizim masamıza da düştü. 27 Ocak 1993 tarihinde Aydın’da demokratik kitle örgütlerinin katıldığı yürüyüş yaptık. Adliyenin önünde toplandık ve Kent Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na yürüdük. Oraya çelenk koyduk. O dönem gelenekti, mumlar yakıldı, karanfiller atıldı. Aynı günün gecesinde anıtın önü gündüz gibi kalabalıktı. Uğur’un resimleri vardı. Bir kadın Uğur’un resmini aldı, öptü ve yerine koydu. Eşimle gözyaşlarımızı tutamadık. Daha fazla duramadık, ayrıldık. Ben burada ADD Başkanı iken Uğur Mumcu, İlhan Selçuk ve Prof. Aydın Aybay’ı insan hakları konulu bir etkinliğe davet ettik. Bu etkinliklerde hep şöyle yapardık. Katılımcıların uçak paralarını daha önceden verirdik. Uğur, Ankara’dan geliyordu. Hava Yolları’na Ankara – İzmir uçak bilet parasını sordum. Geldi, bir arkadaşımız İzmir’den aldı. Uğur’a zarf içinde parasını verdik. Etkinlik yapıldı, Uğur gitti. Birkaç gün sonra banka şubesinden aradılar, ‘Uğur Mumcu size para göndermiş’ dediler. Gidip aldım 200 küsur lira. Uğur’a telefon açıp, sordum. Dedi ki, ‘Biz gazeteciyiz, gazeteci olarak yarı fiyatla uçuyoruz. Sen bize tam bilet parası vermişsin, yarısını iade ettim’ dedi. Uğur, o günlerde işsizdi. Cumhuriyet gazetesinden ayrılmıştı. Söylemese, göndermese kimse bilmezdi” sözlerine yer verdi.

UMUT DAVASI

Daha sonra ‘Umut Davası’ diye bir dava açıldığını hatırlatan Ertuğrul, “Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve Bahriye Üçok’la ilgili bir davaydı. Ben de o davaya ADD adına katıldım. Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde birkaç duruşmaya katıldım. Savunmalar yaptım. Hem yazılı hem de sözlü savunmalar yaptım. O savunmalarım çok ilgi gördü. Hatta sanıklar benim savunmalarımdan rahatsız oldular. ‘Nutuk atar gibi savunma yapıyor’ dediler. Mahkeme Başkanı onları susturdu. Sonra bizim avukatlığımızı Yargıtay kaldırdı. Biz katılmaz olduk onlara” dedi.

Muhabir: KIVANÇ UĞUR