Aydın’ın Söke sınırları içerisinde yer alan ve dünyaca tanınan ve içinde barındırdığı yaban hayatının yanı sıra bir yandan çevre sorunlarıyla mücadele eden, diğer yandan geleceğin önemli turizm destinasyonları arasında gösterilen Latmos (Beşparmak) Dağları, bu kez geleceğin turist rehberlerini ağırladı. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) öncülüğünde düzenlenen alan gezisinde, Adnan Menderes Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencileri bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerini yerinde görme fırsatı buldu. Akademisyenler ve uzman rehberler eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş, Latmos’un yalnızca bir doğa alanı değil, aynı zamanda binlerce yıllık bir kültür coğrafyası olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Akademik ve mesleki rehberlik eşliğinde saha çalışması
Alan gezisi; Prof. Dr. Başak Burcu Eke ve Öğr. Gör. Büşra Hafçı Yorulmaz sorumluluğunda, profesyonel turist rehberi Neslihan Hurda ve EKODOSD iş birliğiyle gerçekleştirildi. Turizm Rehberliği Bölümü öğrencileri, mesleki eğitimlerinin önemli bir parçası olan uygulamalı saha çalışması kapsamında Latmos (Beşparmak) Dağları’nda yer alan Karadere Mağarası’nı ziyaret etti. Gezi boyunca öğrenciler, rehberlik mesleğinde doğa ve kültürel mirasın nasıl anlatılması gerektiğine dair önemli bilgiler edindi. Alan tanıtımı, teorik bilginin sahayla birleştiği verimli bir eğitim ortamı sundu.
Azap Gölü ve antik kent Myus rotada yer aldı
Yürüyüş güzergâhında yer alan Azap Gölü Ulusal Sulak Alanı da değerlendirme kapsamına alındı. Burada su kuşları gözlemlenirken, iklim değişikliğinin sulak alanlar ve su ekosistemleri üzerindeki etkileri ele alındı. Katılımcılara, bölgenin ekolojik hassasiyeti ve korunmasının önemi anlatıldı. Ayrıca Azap Gölü’nün yakınında bulunan ve 12 İon kentinden biri olan Myus Antik Kenti hakkında bilgilendirme yapıldı. Böylece öğrenciler, Latmos çevresindeki doğal ve arkeolojik değerlerin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini sahada gözlemledi.
Kaya resimleri ve antik yollar dikkat çekti
Doğal kaya oluşumları ve çok sayıdaki mağarasıyla öne çıkan Latmos’ta yapılan yürüyüş sırasında, ana hedef olan Karadere Mağarası’na ulaşılırken yer yer antik döneme ait taş döşeli yollar kullanıldı. Güzergâh boyunca bölgenin karakteristik kaya figürleri ve farklı kaya resimleri yerinde incelendi. Osmanlı dönemine ait yörük mezarları ziyaret edilerek bölgenin tarihsel sürekliliğine dikkat çekildi. Geçmişte doğayla uyum içinde yaşayan yörüklerin yaşam alanları da öğrencilerin ilgisini çeken duraklar arasında yer aldı.
8 bin yıllık kaya resimleri hayranlık uyandırdı
Latmos’un kutsal alanlarından biri olarak bilinen Karadere Mağarası’na ulaşıldığında, öğrencileri en çok etkileyen unsur 8 bin yıllık Dağ Tanrılarını simgeleyen kaya resimleri oldu. Bir kayanın başka bir kayaya yaslanmasıyla oluşan doğal yapının iç yüzeyinde yer alan aşınmalar, renkler ve şekiller büyük beğeni topladı. Alman arkeolog Dr. Anneliese Peschlow tarafından 1994 yılında tespit edilen bu kaya resimleri arasında en önemli örneğin Karadere Mağarası’nda bulunduğu, ancak açıkta olması nedeniyle kontrolsüz girişlerle tehdit altında olduğu ifade edildi. Bu nedenle bölge için bir koruma projesi önerildiği ve çalışmaların sürdüğü bilgisi paylaşıldı.
Jeoloji, yaban hayatı ve kültürel süreklilik
Rehber adaylarının en fazla ilgisini çeken konuların başında Latmos’un jeolojik oluşumları geldi. Öğrenciler, kayalarda farklı figürler keşfederken Caretta caretta iribaşlı deniz kaplumbağasını andıran kaya oluşumu karşısında hayranlıklarını gizleyemedi. Antik dönemde kullanılan pınarlar, kara kovan arıcılığı için kayaların zirvesine yapılan kovanlıklar ve bölgeye özgü bitki türleri hakkında bilgiler aktarıldı. Ayrıca Anadolu Parsı’nın da geçmişte bu coğrafyada yaşadığı hatırlatılarak Latmos’un zengin yaban hayatı vurgulandı.
Maden ocakları katılımcıları üzdü
Alan gezisi sırasında, doğal peyzajı ve manzara bütünlüğünü bozan maden ocaklarının yarattığı tahribat da yerinde görüldü. Film platosunu andıran manzaraların, kültür varlıklarının ve bitki çeşitliliğinin bulunduğu bu özel coğrafyada oluşan geri dönülmez hasar, tüm katılımcıları üzdü. Öğrenciler, turizm potansiyeli yüksek bir alanın korunmasının ne kadar hayati olduğunu sahada gözlemleme imkânı buldu.
Rehber adayları için önemli bir deneyim
Gerçekleştirilen eğitim gezisi sayesinde Turizm Rehberliği Bölümü öğrencileri, doğal ve kültürel alanların tanıtımı ve yorumlanmasına yönelik önemli bir saha deneyimi kazandı. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, bu tür çalışmaların hem bölgenin tanıtımı hem de genç rehberlerin bilinçli yetişmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Latmos’un korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının, nitelikli ve sürdürülebilir turizmle mümkün olabileceği mesajı öne çıktı.
