Aydın Süt Üreticileri Birliği Başkanı Servet Başkaya, 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu uyarınca gayrisafi milli hasılanın yüzde birinin tarım kesimine verilmesi durumunun söz konusu olduğunu anımsatarak, “18 yıldır, ödenen rakamların ortalaması yüzde yarımı geçmedi. Bu sene ödenecek rakam 100 milyar lirayı bulmuyor. Gayrisafi milli hasılada ödenmesi gereken para asgari 350 – 400 milyar lira. Mevcut desteklerin 3 – 4 kat artırılmasıyla yüzde birlik rakama ancak ulaşılabilir” açıklamasında bulundu.

“KARARA UYMADILAR”

Başkaya, “Süt sanayicisi 1 Mayıs’tan geçerli olmak üzere, 14 lira 65 kuruş olarak alınan konsey kararına geçen ay uymadı. Nisan fiyatından paraları ödedi. Haziran fiyatlarında da belirsizlik var. Ne olacağı belli değil. Bahane olarak da ürettikleri gerekçe, marketçiler bu fiyattan kabul etmiyor… Süt Konseyi’nin başkanı, süt sanayicilerinin seçtiği kişi. Kararı alan sizsiniz. Üretici zaten bu fiyatı kabul etmedi. Böyle olduğu halde marketçi kabul etmedi, şöyle oldu, böyle oldu…” ifadelerini kullandı.

“SÜTÜN FİYATI 18 LİRA OLMALI”

Yıllardan beri dile getirdikleri bir konu olduğunu kaydeden Başkaya, şöyle devam etti: “Bir litre fiyatla, bir buçuk kilogram yem alalım. Üreticiler olarak istediğimiz şey bu. Süt sanayicilerinin çoğunun yem fabrikası var. Olmayanlar da bir yem fabrikasıyla anlaşmalı. Onlar da anlaştıkları firmaların yemlerini üreticiye pazarlıyor. Bu yemlerin maliyeti çuvalda 600 liraya yaklaştı. Bu ne demektir? Yemin kilogramı 12 lira. Bu durumda sütün fiyatının aslında 18 lira olması lazım. Ama sen 15 liraya sütü almıyorsun. O zaman ne yapalım? Yemin çuvalını da 10 liranın altına düşürelim. 15 liraya sütü verelim öyleyse. Ya yemin fiyatını aşağı çekelim ya da konsey kararını uygulayalım. Süt maliyeti 11 kuruş arttı diye bir rakam telaffuz edildi. Enflasyonun yüzde 50’nin üzerinde seyrettiği bir yerde bir ay önceki süt maliyetiyle bir ay sonraki süt maliyeti 11 kuruş mu artar? Allah’ınızı severseniz, nasıl bir hesap çıkarıyorsunuz?”

“BİR İNEĞİN KARNI 250 LİRAYA DOYUYOR”

Başkaya, “Şu anda benim ahırımda sağılan bir ineğin sadece karnını doyurmak için kaba yem, fabrika yemi, küspe, mısır vs. toplamda 250 liraya mâl oluyor. Bir günde bir ineğin karnının doyurulmasının maliyeti bu. Bunun yanı sıra elektrik, su, işçilik, veteriner hizmetleri maliyetleri söz konusu. Bunları hesaba katınca sütün maliyeti nereye varır, hesabını siz yapın.  Tamam, ülkede bir sıkıntı var ama o zaman yapılması lazım gelen şey, devletin, bakanlığın, süt destekleme rakamını yukarı çekmesi lazım. Şu anda yılbaşından beri, ocak, şubat, mart aylarının icmalleri bitti. Tarım İl Müdürlüklerine teslim edeceğiz. Desteklemelerin 3 – 4 kat artması lazım. 30 kuruş yerine bir buçuk 2 liralık süt desteği lazım” değerlendirmesinde bulundu.

“18 YILDIR ÇOK ALACAĞIMIZ BİRİKTİ”

Yem fiyatların da düşmesi gerektiğini söyleyen Başkaya, “Çiftçinin 2006 yılından beri devlette o kadar alacağı birikti ki sormayın gitsin. O kanunda gayrisafi milli hasılanın en az yüzde 1’i çiftçiye ödenir hükmü var. 18 yıldır, ödenen rakamların ortalaması yüzde yarımı geçmedi. Bu sene ödenecek rakam 100 milyar lirayı bulmuyor. Gayrisafi milli hasılada ödenmesi gereken para asgari 350 – 400 milyar lira. Mevcut desteklerin 3 – 4 kat artırılmasıyla yüzde birlik rakama ancak ulaşılabilir. Sütteki, hayvancılıktaki sorunumuz bitmek bilmiyor. 5 – 6 yıl önceki pandemiyle dünyada gıdanın ve tarımın önemi daha net anlaşıldı. Bu nedenle taleplerimizin karşılık bulmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Muhabir: KIVANÇ UĞUR