Aydın’ın Yenipazar ilçesinde yaşayan 55 yaşındaki Onur Çerçi, şimdi hayatını bu tutkudan kazanan sayılı isimlerden biri. Deve güreşi festivallerinde kamerasıyla sahada yer alan Çerçi, yıllardır bu kültürün tanığı olmuş.

Çerçi mesleğini ve bu sevdayı kendi ağzından şöyle anlatıyor:
“Babam Suat Çerçi, 1983 senesinde Almanya’dan bir kamera getirtti. O zamanlar deve güreşlerine büyük ilgi vardı ama kimse kayıt altına alamıyordu. Teknolojik imkanlar o zamanlar daha kısıtlıydı. Babam bu işi sevdi, başladı çekmeye. İlk kamerayla çekim yapanlardandır. Ben de onun yanında büyüdüm. Deve güreşlerinde babama yardım ederdim. Getir götür işlerini yapardım.”

“HEM BABAM HEM DE USTAM”
Mesleği babasından öğrendiğini ifade eden Çerçi:
“1987’de babamla beraber ilk devemizi aldık. Adı Büyük Menderes’ti. Deve sevgisi içimize öyle bir yerleşti ki anlatamam. Ben o zaman 10-12 yaşlarındaydım. Güreşlerde deve çeker, yardım ederdim. 1994 yılında babamla sahada kamera başına geçtim. Babam bana işin püf noktalarını anlattı, öğretti. Hem ustam hem babam oldu” diye konuştu.

“GÜREŞ YAPILAN HER YERE GİTTİM”
Türkiye’nin dört bir yanında deve güreşlerine giden Çerçi, “Antalya’dan Çanakkale’ye, Çanakkale’den Bodrum’a deve güreşi yapılan her yere gittim. Kasım ortasında başlar, Mart sonuna kadar sürer güreşler. Şimdi artık bir devem yok ama kameram elimde, hâlâ çekim yapıyorum” ifadelerini kullandı.
“KALİTE FARKI VAR”
“Eskiden deve güreşi videolarının büyük ilgi görürdü” diyen Çerçi, “Yıllarca bu çektiğimiz videolar kahvehanelerde, otellerde izlenirdi. O zamanlar bu kadar kolay değildi her şey. Kasetleri satardık, geçimimizi sağlardık. Şimdi sosyal medya çıktı, herkes cebinden çekiyor. Ama bizimki başka. Biz bu işe yıllar verdik, kalite farkı var.”

“POZİSYON KAÇARSA O İŞ BİTER”
Bugün hâlâ profesyonel kameralarıyla çekim yaptığını ve aranılan bir isim olduğunu ifade eden Çerçi, iş disiplininden taviz vermediğini şu sözlerle anlattı:
“4 tane HD kameram var. Biz kamyon kasasından çekim yaparız. Sabah 10’da başlar güreş, akşam 17’ye kadar sürer. O sürede bizim gözümüz sadece sahadadır. Yeme, içme, tuvalet yok. Kamerayı bırakamayız. Pozisyonu kaçırırsan o iş biter. Deve güreşini iyi takip etmek, pozisyonu sezmek, ne olacağını tahmin etmek gerek. Bu da yılların tecrübesiyle olur.”

ARTIK GÜREŞLERE DAVET ÜZERİNE GİDİYOR
Çerçi, işin artık tamamen ekonomik olmaktan çıkıp hobiye dönüştüğünü vurgulayarak, “Eskisi gibi değil işler. Giderler çok arttı. Arabamızla gidiyoruz, mazot parası, ekibin masrafları... Şimdi ben diyorum ki bir güreş varsa, eğer komite beni davet edip masraflarımı karşılıyorsa giderim. Örneğin 21 Aralık’ta Kuşadası’ndaki güreşe çağırdılar, sözleştik. Ona gideceğim.”

“DEVE KÜLTÜRÜNÜ SEVİYORUM”
Yıllarını verdiği mesleği sürdürmeye devam eden Çerçi, “Bu iş artık rant işine döndü. Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor. Ama ben bu işin içindeyim, bildiğim gibi yaparım. Gidebildiğim yere kadar da yapacağım. Çünkü deveyi seviyorum, bu kültürü seviyorum. Kameramı da” dedi.

"15 BİNE YAKIN TEYİP KASETİM VAR"
Deve güreşi videolarının yanı sıra cemiyet videoları da çektiğini belirten Çerçi sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Yıllarca düğün, sünnet çektim. Teyp kasetleri satardım. Hâlâ elimde 15 bine yakın teyip kaseti var. Bunlar benim için tarihi eser. Hatta elimde 1990 yılında Kuşadası’nda yapılan Doğru Yol Partisi şahlanış gecesinin videosu var. Bir de Bergen’in İzmir konserinin kaset kaydı var. Bunlar arşivimde özenle duruyor. Geçmişin izlerini saklıyorum.”





