CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, TBMM’de bütçe görüşmelerinde söz alarak, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere tüm tutuklu belediye başkanlarının tahliye edilmesi çağrısı yaptı.
Konuşmasına Konfüçyüs’ün ‘Devletlerin refahı parayla değil, adaletle ölçülür’ sözünü anımsatarak başlayan Bülbül, “Adaleti bütçe cetvellerinden okuyacak zamanı Türkiye'de artık çoktan geçtik. Bugün burada sadece konuşmak, AKP'nin hukuksuzluk zulmü altında ezilen vatandaşa açıkça para konuşmak saygısızlıktır” dedi.

“2025’TE 69 ‘İHLAL’ KARARI VERİLDİ”
Kasım ayında Avrupa Komisyonu 2025 Türkiye Raporu’nun yayımlandığını aktaran Bülbül, şöyle devam etti: “Bu raporda yer alan tespitler çok önemli. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2025'te Türkiye hakkında 69 ihlal kararı verdi. İncelenmeyi bekleyen 205 dava dosyası var. 2018'den beri askıda olan AB'ye katılım sürecini aşmaya yetecek hiçbir demokratik ilerleme sağlanmamış. Siyasetçiler, gazeteciler ve muhaliflere yönelik tutuklamalar yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdı. Yargıya güven tarihsel olarak en düşük seviyeye indi. Yargı organları yürütmenin kontrolü altında. Yargı muhalefeti hedef alırken iktidar temsilcilerine karşı sessiz kalındı. AİHM kararları uygulanmıyor. AYM kararlarına uymayı reddeden mahkemeler hukuki güvenliği altüst etti. Sansür yasası, ifade özgürlüğünü tehdit ediyor. AİHM kararlarına rağmen Demirtaş ve Yüksekdağ hâlâ tutuklu. Can Atalay'a dair AYM kararının uygulanmaması hukuka açık bir meydan okuma. Türkiye'de demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve temel haklar sürekli geriledi. Açıkça Türkiye Raporu'nda bunlar var.”
“MUHALEFETİN PAYINA DÜŞMAN CEZA HUKUKU DÜŞTÜ”
CHP’li vekil, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzülerek söylüyorum: Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nu saf dışı edebilmek için, sırf bir seçim daha kazanmak için kurduğunuz yargı oyunları Türkiye'yi buraya getirdi. Raporun özeti şu: Adaletten muhalefetin payına düşen ne yazık ki düşman ceza hukuku oldu. Biz bunu reddediyoruz, açıkça reddediyoruz. Bugün AİHM tarafından hakkında ihlal kararı verilen onlarca siyasetçi var. Zamanında Cumhurbaşkanı Erdoğan da 1999-2002 yılları arasında AİHM'e 3 kez başvuruda bulunmuş. Sayın Bakan, dün kapısında adalet aradığınız AİHM bugün nasıl oldu da kararlarını buruşturup çöpe attığınız bir mahkemeye dönüştü? Bunu sormak istiyorum.”
AİHM KARARLARINI ANIMSATTI
AİHM’in Demirtaş'ın tutuklanmasının siyasi olduğunu defalarca kez tescillediğini söyleyen Bülbül, “Bakanlık buna itirazda bulundu ama süreç de devam etti. Tıpkı Demirtaş gibi Yüksekdağ ve Kavala'nın tutukluluğu da uluslararası hukuka göre açıkça gayrimeşrudur. Bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5'inci maddesinin -özgürlük ve güvenlik hakkı- 6'ncı maddesinin -adil yargılanma hakkı- 18'inci maddesinin -iktidarın yargıya müdahale yasağıyla ilgili- ve Anayasa’nın 19'uncu maddesinde yer alan kişi hürriyeti ve güvenliğinin açık ihlalidir. Ve ilginçtir, 3 defa 18'inci maddenin ihlalini AİHM karar altına aldı” dedi.
VERA’NIN MEKTUBUNU OKUDU
Bazı mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’yle “restleştiğini” anlatan Bülbül, “Seçilmiş milletvekili Can Atalay Anayasa Mahkemesinin 2 kez verdiği ‘Seçilme hakkı ve kişi hürriyeti ihlal edildi’ kararına rağmen hâlâ cezaevinde, tutsak. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu utanca Can Atalay'ın milletvekilliğini düşürerek ortak oldu ne yazık ki. AYM Tayfun Kahraman hakkında hak ihlali ve tahliye kararı verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde cübbe giymiş 3 darbeci hâkim ‘AYM kararını tanımıyoruz’ dediler. Anayasa 153 ve 11'i açıkça çiğneyip anayasal düzene yönelik bir darbe gerçekleştirdiler. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 32 sayfalık itirazı iki satırlık bir gerekçeyle reddederek bu darbeye çanak tuttu. İki gün önce bir ‘tweet’ attı Tayfun Kahraman'ın kızı Vera, 6 yaşında, 2 yaşından beri babası hapiste; Vera babasını sadece görüş kabinlerinde görebiliyor. Bu elimde gördüğünüz mektup da Vera'nın birkaç gün önce babasına yazdığı mektup. Diyor ki: ‘Seni çok seviyorum babacığım. Derenler bize geldi, o da Emrah'ı çok özlemiş. Senin artık eve gelmeni istiyorum. Umarım Emrah amca da gelir. Her akşam Allah'a eve dönmen için dileyerek dua ediyorum’ diyor Vera, düşünebiliyor musunuz?” görüşlerini aktardı.
“TÜM SİYASİ TUTUKLULAR DERHÂL TAHLİYE EDİLMELİ”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenen Bülbül, şunları kaydetti: “Babasını görebilmek için her hafta Silivri'nin yolunu tutan 6 yaşındaki bu çocuk bu yaşananları hak ediyor mu? İstanbul 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerinde vicdan yok, onu anladık da sizin de mi hiç vicdanınız yok? Bu kürsüden bir kez daha hatırlatıyorum. 19 Mart siyasallaşan yargı darbesiyle haksız, hukuksuz biçimde tutuklanan başta cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere belediye başkanlarımız ve bürokratlar derhâl tahliye edilmelidir. Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala, Tayfun Kahraman, Selçuk Kozağaçlı ve tüm siyasi tutuklular derhâl tahliye edilmelidir.”




