Yapay zeka teknolojileri artık eğitimden sağlığa, finanstan kamu hizmetlerine kadar hayatın her alanında yer alıyor. Ancak uzmanlara göre bu kolaylıkların arkasında önemli bir risk de var: özel verilerin korunması.
Oxford Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Ömer Güneş, yaptığı açıklamada, kullanıcıların yapay zeka platformlarında kişisel ve ailevi bilgileri paylaşmaktan kaçınmaları gerektiğini söyledi.
Güneş, özellikle sağlık alanında paylaşılan bilgilerin büyük tehlike oluşturabileceğini belirterek, “Bir anne çocuğunun hastalığıyla ilgili yapay zekaya soru sorabiliyor ama bu özel bilgileri paylaşmamak gerekiyor. Sorular anonim şekilde sorulmalı.” dedi.
“Yapay zekaya özel bilgilerinizi vermeyin”
Dr. Güneş, yapay zeka sistemlerinin yurt dışı sunucularında çalıştığını ve bu durumun veri güvenliği açısından risk oluşturduğunu hatırlattı. “Verileriniz Türkiye dışına gittiğinde, o bilgilerin kimlerin eline geçeceğini bilemezsiniz.” uyarısında bulundu.
Güneş, kullanıcıların finansal veya kişisel bilgilerle ilgili sorularını yapay zekaya yöneltmemesi gerektiğini de vurguladı:
“Bazı kişiler yatırım tavsiyesi almak için yapay zekaya danışıyor. Ancak yapay zeka bir danışman değildir. Hatta finans danışmanları bile öneri sunarken ‘yatırım tavsiyesi değildir’ uyarısını ekler. Bu nedenle yapay zekanın söylediğini mutlak doğru kabul etmek hatalı olur.”
“Bir modele bağlı kalmak zorunda değiliz”
Güneş, yapay zekanın “bilinçliymiş gibi davranan” ama aslında sadece verilerden öğrenen bir sistem olduğunu belirtti.
“Yapay zekadan bizi mutlu eden değil, doğru bilgiyi vermesini istiyoruz. O yüzden tek bir modele bağlı kalmamalıyız. Farklı modelleri farklı amaçlar için kullanmak daha güvenli olur.” ifadelerini kullandı.
Uzman, Türkiye’nin yerli yapay zeka üretiminde ilerleme kaydettiğini, ancak bu alanda dijital egemenlik için sürecin hızlandırılması gerektiğini söyledi.
Yerli yapay zeka, dijital ve kültürel egemenlik için kritik
Güneş, Türkiye’de Türkçe duyarlı ve alan spesifik yapay zeka modelleri geliştirildiğini belirterek, “Sağlık gibi alanlarda, verilerin ülke içinde tutulduğu, hekimler tarafından test edilmiş güvenilir çözümler geliştirilebilir.” dedi.
Yerli yapay zekanın sadece dijital bağımsızlık değil, kültürel egemenlik açısından da önemli olduğunu vurguladı.
“Dijital güvenliği kim yönetirse caydırıcı güç o olur”
S4E Kurucusu Dr. Onur Aktaş ise, yapay zekanın kritik altyapılarda güvenlik açısından belirleyici hale geldiğini söyledi. Aktaş, “Modern çatışmalarda artık siber istihbarat ön planda. Dijitalleşmede güvenliği kim yönetirse caydırıcı güç o olacak.” dedi.
Aktaş, dijital saldırıların fiziksel sonuçlar doğurabildiğine dikkat çekerek, ülkelerin siber güvenlik eylem planlarını güçlendirmesi gerektiğini ifade etti. “Dijital istihbaratı sağlayamayan ülkeler, tarih sahnesinden silinebilir.” uyarısında bulundu.





