Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) beklentiler dahilinde gerçekleştirdiği 25 baz puanlık faiz indirimi sonrası pozitif bir seyir izliyor. Fed, politika faizini yüzde 3,75-4 aralığına çekti. Karar, 2’ye karşı 10 oyla alındı. Yönetim Kurulu Üyesi Stephen Miran daha güçlü bir indirimden yana olurken, Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid sabit tutma yönünde oy kullandı.
Açıklamada, ekonomik faaliyetin ılımlı biçimde genişlediği, istihdam artışlarının yavaşladığı ve enflasyonun yıl başından bu yana yükseldiği belirtildi. Fed’in kararı, yatırımcılar tarafından temkinli bir “yumuşama sinyali” olarak yorumlandı.
Fed, faiz indiriminin yanı sıra bilanço küçültme sürecinin 1 Aralık itibarıyla sona ereceğini duyurdu. Bu adım, özellikle tahvil piyasaları ve kısa vadeli fonlama koşulları açısından yakından izlenecek.
Banka, pandemi döneminde genişleyici politikalarla büyük miktarda tahvil alımı yaparak likidite sağlamış, ancak bu süreç enflasyonun yükselmesine neden olmuştu. 2022’den itibaren hem faiz artışlarıyla hem de bilanço daraltma adımlarıyla enflasyonla mücadeleye odaklanan Fed, son dönemde finansal sistemde artan likidite baskısı nedeniyle geri adım attı.
Analistler, bu kararın dolar üzerinde gevşeme yönlü bir etki yaratabileceğini, gelişen ülke para birimlerinde kısa vadeli değerlenme yaşanabileceğini ifade ediyor.
Fed Başkanı Jerome Powell, karar sonrası düzenlediği basın toplantısında, Aralık ayında faiz indiriminin garanti olmadığını vurguladı. “Komitenin aralık toplantısında nasıl ilerleyeceği konusunda farklı görüşler var. Politika önceden belirlenmiş bir rotada değil.” ifadelerini kullanan Powell, ekonomik görünümdeki belirsizliklere dikkat çekti.
Powell, özellikle istihdam ve enflasyon verilerinde beklenmedik dalgalanmalar yaşanması durumunda, Fed’in ihtiyatlı davranabileceğini söyledi. Bu açıklamalar, piyasalar tarafından “yavaş ama temkinli gevşeme dönemi” olarak yorumlandı.
Fed kararının ardından yatırımcıların odaklandığı bir diğer gelişme, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Güney Kore’nin Busan kentinde gerçekleştirdiği görüşme oldu. Bu, Trump’ın göreve dönüşünden sonra iki liderin ilk yüz yüze buluşmasıydı.
Şi, ABD-Çin ilişkilerinin rekabetten çok ortaklığa dayalı olması gerektiğini vurgularken, “Çin’in kalkınması, Amerika’nın yeniden büyük olma vizyonuyla çelişmiyor.” dedi. Trump ise Çin ile birçok konuda uzlaşma sağladıklarını ve bu görüşmede daha fazla ilerleme beklediğini belirtti.
Trump’ın fentanil nedeniyle uygulanan tarifeleri yüzde 10’a çekmesi ve nisan ayında Çin’e yapacağı ziyaretin gündeme gelmesi, ticaret hattında yumuşama beklentilerini güçlendirdi. Bu da Asya borsalarında ve vadeli endekslerde pozitif bir hava oluşturdu.