Gazetecilik mesleğinin kangren olmuş birçok sorunu var. Yıllardan beri çözüm bekleyen ancak bir türlü çözüm bulunamayan veya bulunmak istenmeyen sorunlar bunlar. Gazetecilik, günümüzde her geçen gün itibar kaybeden bir meslek haline geldi. Bu tabloya baktığımızda üniversitelerimizden yetişen iletişim fakültesi mezunlarına hiç de iyi örnek olunmuyor. Bin bir hayallerle bu mesleği icra etmek isteyen gençlerin umut ve hayalleri de tükeniyor.

*

Toplumda en kolay hangi meslek sahibi olabilirsin diye sorulsa, bunların başında gazetecilik geliyor. Çünkü gazeteci olmak için eğitimli olmaya, bilgili – tecrübeli olmaya gerek yok (!) Her kim isterse ilgili kuruma bir dilekçe verip gazete çıkarabiliyor, internet gazeteciliğinde buna bile hiç gerek yok. Hatta kendisini ve eş, dost, akrabalarını da ‘gazeteci’ kimliğine büründürebiliyor. Bu gerekçelerle meslekteki itibar kaybı her geçen gün daha büyük boyutlara ulaşıyor.

*

En basitinden esnaf olmak isteyenin bile kayıtlı olduğu bir meslek odası var. Buradan gerekli prosedürü tamamlamadan o işi yapamıyor. Ama haber yazmayı, fotoğraf çekmeyi, dilbilgisi kurallarını en önemlisi de mesleğin ahlaki değerlerini bilmeyen ve tanımayan insanlar 'gazeteci-yim' diye ortalıkta dolaşıyor. Ayda yılda bir gazete çıkaran, internette sözüm ona haber adı altında iki cümle paylaşım yapan kişiler bu memlekette gazeteci (!) sayılıyor. Ve bu gazetecileri (!) gazetecilikle ilgili dernekler de üye kabul ediyor.

Bunun en bariz örneğini ben Aydın'da görüyorum. Tahmin ediyorum ki, diğer illerde de sorunlar aynıdır, vardır. Bu duruma dur diyecek yasalara ne zaman kavuşacağız?

*

Mesleki itibarımızı kazanmak için bu gidişata en kısa sürede dur denilmesi gerekiyor. Gazeteci derneklerinin bağlı bulunduğu üst kuruluşlar olan konfederasyon ve federasyon tek vücut olarak sorunun çözümü için devletin tüm kurumlarının kapısını aşındırmalı. Üst kuruluşlar gazeteciliğe hizmet vermek istiyorsa bu adımı mutlaka atmalı. Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde tüm imkânlarımızı kullanarak gazetecilikle ilgili yasal düzenlemeyi gündeme taşımalıyız. Toplumda bir şeyleri düzeltmek istiyorsak, deyim yerindeyse iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmalıyız. Bunu yaparsak gazetecilik daha nitelikli hale gelir, mesleğin itibarı arzu edilen noktaya gelir.

*

Mesleğin en önemli sorunu olarak bunu görüyorum. Bu sorun çözümlenmeden yerelde gazete sahiplerinin ve gazete çalışanlarının ekonomik ve sosyal anlamda iyi bir noktaya gelmesi zor görünüyor. Tetikçi ve şantajcı bir anlayışın da mesleğimizde var olduğunu üzülerek gözlemliyoruz. Mesleğimizi bu ve benzeri olumsuz durumlardan kurtarmak da tüm sorumluluk sahibi meslek mensuplarının görevidir. Anadolu basınının güçlenmesi ve itibarını artırması ancak ve ancak bu düzenlemelere bağlı.