Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytin ve Zeytin Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mücahit Kıvrak, AA muhabirine, zeytinyağının içine zeytinden elde edilmeyen yağlar karıştırılmasına "tağşiş" denildiğini söyledi.

İçinde hiç zeytinyağı olmayan, pirina yağı gibi sıvıların içine başka bitkisel yağlar, mineral yağlar konulmasının ise "sahte zeytinyağı" olarak tanımlandığını belirten Kıvrak, "Son dönemde sahte markacılık da çıktı. Örneğin herhangi bir şekilde o firmanın böyle bir ürünü böyle bir markası yokken, ki Ayvalık, Geyikli, Mudanya isimleriyle bunu duyuyoruz, ilçelerin ismiyle işte kooperatifler kurarak da olmayan bir markayla olmayan bir işletmede üretilen yağlar var, bunlar da sahte yağlar grubunda yer alıyor." dedi.

Sadece fiyatına bakmak yeterli değil

Kıvrak, tüketicinin tağşiş veya sahte yağı anlayabilmesi için öncelikle fiyatına bakabileceğini, sahte ve türev yağların, tağşişli yağların gerçek zeytinyağından çok daha ucuza satıldığını anlattı.

Sadece tek kritere bakmanın aldatıcı olacağını vurgulayan Kıvrak, "Denetimli yerlerden alması lazım. Örneğin siz e-ticaret yapan, pazar yerlerinden, sanal pazarlardan alıyorsanız oralarda herhangi bir denetim yok. E-ticaret sitelerinde, pazar yerlerinde satış yapanlar genelde basit bir evrakla çok rahatlıkla market açabiliyorlar ve zeytinyağlarını satabiliyorlar" diye konuştu.

Dr. Mücahit Kıvrak, tüketicilerin zeytinyağını tadı ve kokusuna bakarak, güvendikleri yerlerden, bildikleri kişilerden almalarını önerdi.

Pazar yerlerinden, yol boylarından veya sanal ortamdan zeytinyağı alan tüketicilerin kandırılma ihtimallerinin çok yüksek olduğuna dikkati çeken Kıvrak, şunları kaydetti:

Devletten aldığı destekle 30 dönümlük arazisine 3 bin 500 fidan dikti Devletten aldığı destekle 30 dönümlük arazisine 3 bin 500 fidan dikti

"Gerçek zeytinyağı olmayan yağlar, genelde rafine yağlar üzerinden yapılıyor. İçine klorofil konuyor. Yurt dışında zaten hazır klorofiller satılıyor, onlardan getirtiyorlar. Onları başka isimler altında da getirip Türkiye'de satabiliyorlar. Öncelikle renklendiriyorlar. Rengine baktıklarında yemyeşil bir yağ görüyorlar. Sonra içine aroma konuluyor. Yine kokusu ve tadı zeytinyağına benzetilmeye çalışılıyor ancak hiçbir zaman bu türev yağlar gerçek zeytinyağı gibi olmadığı için tüketiciler ambalajını açtıklarında koku ve tatlarından zaten anlarlar. Bunu nasıl anlayacaklar? Bir defa sirkemsi veya özellikle yağlı boya kokusunu çok rahatlıkla alabilirler. İstedikleri kadar aroma koysunlar o aroma bir müddet sonra yağlı boya kokusu yani oksidasyon kokusu ve bunun yanında ısıtıldığı, rafine edildiği için ağızda bırakacağı tat da tüketicide iticilik hissettirecektir. Gerçek zeytinyağı olmadığını bu şekilde rahatlıkla anlayabilirler."

Kaynak: AA