Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nin ardından Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilen Türk ordusu, Anadolu’da umutsuzluk havası yaratmış, TBMM’de sert tartışmalar yaşanmıştı. Bu kritik dönemde 5 Ağustos 1921’de Mustafa Kemal Paşa, Meclis kararıyla “Başkomutan” ilan edildi. Paşa, ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için 7-8 Ağustos’ta yayımladığı Tekalif-i Milliye Emirleri ile tüm halkı fedakârlığa çağırdı.
13 Ağustos’ta başlayan Yunan saldırıları 23 Ağustos’tan itibaren şiddetlendi. Türk ordusu zaman zaman savunma hatlarını kaybetse de Mustafa Kemal Paşa’nın 26 Ağustos’ta verdiği “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır…” emriyle savaşın seyri değişti. Artık yalnızca belirli bir hat değil, tüm vatan savunulacak alan ilan edilmişti.
Yunan kuvvetleri günler süren saldırılarda başarılı olamayınca Haymana yönünden taarruza geçti ancak Mehmetçik’in inancı karşısında burada da tutunamadı. 10 Eylül’de başlatılan karşı taarruzla ağır kayıplar veren Yunan ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. 13 Eylül 1921’de zafer, Türk ordusunun kesin üstünlüğüyle sonuçlandı.
Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştirdiği gibi Türk milletinin bağımsızlık kararlılığını da tüm dünyaya duyurdu. Bu büyük başarının ardından TBMM, 19 Eylül 1921’de Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşal” rütbesi ile “Gazi” unvanını verdi.
104 yıl önce kazanılan Sakarya Zaferi, milletin özgürlük ve bağımsızlık idealinin hiç sönmeyeceğinin en güçlü ifadesi olarak tarihteki yerini koruyor.
