Şehidin naaşı kimlik tespiti ve DNA incelemesi için Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığına getirildi. Adli Tıp önünde bekleyen baba Gürsel Arslan ve amca Aydın Arslan, genç şehidin fedakarlık dolu hayatını anlattı.
“AKUT gönüllüsü değildi, AKUT aşığıydı”
Oğlunun yardımseverliğini anlatırken gözyaşlarını tutamayan baba Gürsel Arslan, “AKUT gönüllüsü değildi, AKUT aşığıydı. Keçi kaybolsa giderdi, insan kaybolsa giderdi. En son Adıyaman depremine gitti. Ellerinin tırnakları mosmor dönmüştü. ‘Biraz dinlen’ dedim, iki üç gün kalıp tekrar gitti. Evde durmazdı.” dedi.
Oğlunun acil durumlarda kendilerine haber vermeden olay yerine koştuğunu anlatan Arslan, “Bize haber verse dakika kaybederdi. Bastı gitti. Ulaşmaya çalıştık ama ulaşamadık.” ifadelerini kullandı.
“Abim cennete gitti”
Oğluyla en son pazar akşamı görüştüğünü belirten Arslan, “16 yaşındaki kızım, ‘Baba niye ağlıyorsun, abim cennete gitti. Kuşları kurtardı, ağaçları kurtardı, depremde can kurtardı, niye ağlıyorsun ki?’ dedi. Kızım benden metanetli çıktı ama biz duramıyoruz işte.” sözleriyle duygularını paylaştı.
“Doğa ve insan sevgisiyle doluydu”
Şehidin amcası Aydın Arslan da, yeğeninin doğa ve hayvan sevgisiyle dolu olduğunu belirterek, “24 yaşındaydı, gönüllüydü. Depreme gitti, Marmaris yangınına gitti. İnsan sever, hayvan sever, doğa severdi.” dedi.
Orman yangınında şehit olan Arslan, yardımseverliği ve fedakarlığıyla tanınıyordu.




