Ramazan, Kameri aylardan bir aydır. Recep ayı ile girdiğimiz, Şaban ayı ile yakınlığını hissettiğimiz üç ayların sonuncusudur Ramazan. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinin bulunduğu manevi güzelliklerin en yükseğe çıktığı aydır. Yüce Rabbimiz bu ayda özel bir önem atfetmiş. Ramazan ayında oruç tutanlara çok güzel bir müjdesi var. Aziz ve Celil olan Allah, “Oruç hariçtir, çünkü oruç benim içindir, onun mükafâtını ben vereceğim. Çünkü oruçlu yemesini içmesini şehevi arzularını sırf benim rızam için terk etmiştir” buyurmuştur. Böyle müjdelendiğimiz bir ay daha yoktur. Ramazan ayına ulaşıp, oruçlu olarak geçirmek de çok anlamlı. Diğer bir Ayet-i kerimede ise; (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanlara doğru yolu göstermek ve hidayet ile Furkan’dan ( Hak ile batılı ayıran hükümlerden) apaçık deliller olmak üzere, Kur’an Onda indirilmiştir. O halde içinizden kim O aya erişirse, artık oruç tutsun! (Bakara, 185) buyurulmaktadır.

Buradan da anlayacağımız üzere Ramazan ayına ulaşmak ve oruç tutmak Yüce Rabbimizin mükafatına ulaşma yolunda her insana nasip olması gereken bir nimettir.

RAMAZAN DEĞİŞİMDİR

Ramazan, insanların güzel davranışlarının yanı sıra insan olmanın erdemini de yaşatır. İnsan olmanın erdemi, insanî değerlere sahip olmaktan geçer. Bu ayda bu değerleri yaşatmanın önemini daha iyi kavrarız.

Manevi mucizeleri yaşatan Ramazan ayında, sevgi, saygı, hoşgörü, paylaşım, dayanışma ve yardımlaşma gibi değerlerimiz günlük yaşamda daha canlı ve etkin bir konumdadır. İnsanlar Allah rızası için ibadet ettikleri camilerde yaşadıkları huzuru cami dışı alanlarda da bulmak isterler.

Bizi, biz yapan değerlerimizin yaşaması için, bu değerlere sahip çıkmalı, sadece Ramazan ayı ile sınırlı olmaksızın yılın her ayında kalıcı olabilmesinin gayretini göstermeliyiz. Bu amaçla da köprü kurabileceğimiz her gönül dostunu insanî değerler halkasında buluşturabilmeliyiz.