Aydın Süt Üreticileri Birliği Başkanı Servet Başkaya, süt üreticisinin zarar etmesine karşın marketteki süt fiyatlarının yüksek olduğunu savundu.

Yeni Kıroba’nın sorularını yanıtlayan Başkaya, “Markette süt neden pahalı? Şu anda Türkiye’de üretilen süt miktarında günlük yaklaşık 3 – 4 milyon litre fazlalık var. Sütü alan satan yok. Sanayici istediği sütü alıyor, beğenmediği sütü almıyor. Böyle olduğu halde marketlerdeki sütün fiyatı halen yüksek. Bunun sebebini sorduğumuz zaman, sanayici işletme maliyetlerinin yüksekliğinden, ürünün yeterli miktarda satılmadığından, nakliye ücretlerinin yüksek olduğundan şikâyetçi. Ekonomik koşullar ve banka faizlerinin yüksek olması nedeniyle sanayici stoklu çalışmak istemiyor. Bu fazla sütü devlet süt tozu yaparak, her gün 2 – 3 milyon litre civarında toz yapıyor. Süt tozunun fiyatı ve üzerinden alınan kremanın fiyatının toplamı, süt fiyatını 17 liraya taşımıyor. 16.80, azami 17 lira civarında fiyat toplanıyor” ifadelerini kullandı.

“35 LİRA OLMASI GEREKİRKEN 45 LİRA”

Ulusal Süt Konseyi’nin süt fiyatını 17 lira 15 kuruş olarak açıkladığını hatırlatan Başkaya, şöyle devam etti: “Protein primleriyle beraber süt, 19 – 20 lira olması gerekirken şu anda maalesef 17 lira 15 kuruş civarında süt satılıyor. Bölgemizde bazı çiftlik sütleri 18 liradan satılıyor. 18 liraya alınan sütün ambalajı, işletmesi, her türlü masrafı yapıldıktan sonra 2 katı olsa marketteki süt fiyatının 35 – 36 lira bandında olması lazım. Bakıyorsunuz, marketlerdeki süt fiyatları 40 – 45 lira. Hatta daha dayanıklı sütlerin fiyatı daha yüksek. Ama ortalama fiyat 40 – 45 lira bandında.”

“KÂR MARJLARIYLA İLGİLİ ÇALIŞMA YAPILMALI”

Üreticinin zarar ettiğini fakat satış noktalarında fiyatların yüksek olduğunu ifade eden Başkaya, “Bunun sebebini araştırıyorum. Süt az satılıyor. Alım gücü belli. Emekli maaşı, asgari ücret hepimizin malumu. Bu nedenle süt ürünlerinin tüketimi azalıyor. Azalınca sanayiciler ve marketler az satıp kâr marjlarını yüksek tutuyor diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu kâr marjlarıyla ilgili çalışma yapılmalı. Ne olmalı? Devlet, gıda ürünlerindeki kâr marjlarını maksimum seviyede tutmalı. Ceza yazmakla, Rekabet Kurumu’na gitmekle bu iş çözülmez. Yasayla, yönetmelikle ya da kuralla gıda fiyatlarındaki kâr marjları en üst düzeyde şu olmalı diye karar alınmalı” görüşlerini aktardı.

ET ÜZERİNDEN ÖRNEK VERDİ

Açıklamasını bir örnekle sürdüren Başkaya, “Kasap fiyatlarına değinmek istiyorum. 300 – 350 kilogram karkas ağırlığına gelmiş bir danaya vatandaş, asgari 15 ay ahırında bakar. Bütün emeğini verir. 350 kilogramlık bir danadan yüzde 10 para kazanırsa, 35 bin lira para kazanır. Kasap, su içirmeden, yem yedirmeden gider mezbahada kestirir. Karkas etin fiyatı 400 – 450 lira aralığında. Ama en ucuz satılan yerde kıyma 600 – 650 lira arasında satılıyor. Yani karkas etle kemiksiz etin arasında 200 liralık bir fark var. Kasap, üreticiden fazla para kazanıyor. Bunun sakatatını ayrı değerlendiriyor. Kemiğine varıncaya kadar satılıyor. Demek ki, kâr marjlarında ayarlama yapılmalı” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: KIVANÇ UĞUR