Aydın–Muğla sınırlarında uzanan Beşparmak Dağı (Latmos), binlerce yıllık kaya resimleri, ilginç jeolojik oluşumları ve mitolojik öyküleriyle uzun zamandır bilinen bir coğrafya. Ancak bölgede geçtiğimiz günlerde ortaya çıkarıldığı düşünülen yeni sunak ve kaya oyuğu içindeki freskler, hem doğaseverlerin hem de araştırmacıların ilgisini tazeledi. Söke’nin Köprüalan–Karakaya kırsalından Dünya Dağ Günü kapsamında yapılan yürüyüşte keşfedilen bu alan, yerleşim yerlerine yaklaşık üç saat uzaklıkta ve 900 metre rakımda bulunuyor. Dev kayalıkların arasında gizlenen sunak yapıları ve bozulmaya yüz tutmuş freskler, Latmos’un hâlâ sakladığı sürprizler olduğunu bir kez daha gösterdi.

Yürüyüş grubunun karşılaştığı manzara heyecan yarattı

Sökeli küçük bir yürüyüş grubunun rotasında ortaya çıkan bu keşif, bölgeyi iyi bilen doğa tutkunlarının dahi şaşırmasına neden oldu. Yürüyüş sırasında dev kaya bloklarının arasında fark edilen oyuğun içindeki fresk izleri, uzun süre gizli kalmış gibi duruyor. Katılımcıların anlattıklarına göre, sunak olduğu tahmin edilen alanın çevresi doğal koşullar nedeniyle oldukça yıpranmış durumda. Buna rağmen boyaların izleri, figürlerin silüetleri ve oyukların düzeni hâlâ seçilebiliyor. Yıllardır bilinen kaya resimleriyle birlikte düşünüldüğünde bu yeni buluntular, Latmos’un ritüeller, inanç yapıları ve erken dönem yerleşimleri hakkında daha geniş bir perspektif sunabilir.

Söke Belediyesi’nin Atık Getirme Merkezi resmen onaylandı
Söke Belediyesi’nin Atık Getirme Merkezi resmen onaylandı
İçeriği Görüntüle

Peschlow’un çalışmalarında yer almayan bulgular dikkat çekiyor

Beşparmak Dağı denince akla ilk gelen isimlerden biri Alman arkeolog Dr. Anneliese Peschlow. 2000’li yıllara kadar bölgede yaptığı araştırmalarla 8 bin yıl öncesine ait kaya resimlerini bilim dünyasına tanıtan Peschlow’un kayıtlarında bu sunak ve fresklerin bulunmaması, keşfi daha da önemli kılıyor. Doğal aşınmanın açık şekilde izlenebildiği bu yeni bulgular, yağmur, rüzgâr ve sıcaklık farkları nedeniyle zarar görmüş durumda. Buna rağmen fresklerdeki renk izleri ve kompozisyon bütünlüğü, alanın geçmişte ritüel amaçlı kullanılmış olabileceğine işaret ediyor. Uzmanlar tarafından detaylı bir incelemenin yapılması, bu buluntuların tarihsel bağlamını daha net ortaya koyabilir.

Stylos Manastırı freskleriyle benzerlik iddiası

Yürüyüşe katılan yerel rehber Cevdet Üzüm ve beraberindeki doğaseverler, fresklerdeki bazı çizgilerin ve renk tonlarının aynı bölgede bulunan Stylos (Arap Avlusu) Manastırı’ndaki freskleri andırdığını dile getirdi. Bu benzerlik, bölgedeki dinsel ve kültürel süreklilik ihtimalini akıllara getiriyor. Latmos çevresi yüzyıllar boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yaptığı için, fresklerin daha geç dönemlere ait olma ihtimali de göz ardı edilmiyor. Yine de oyuk yapısı, sunak düzeni ve fresk tekniği birlikte değerlendirildiğinde, alanın hem arkeolojik hem de kültürel açıdan detaylı bir incelemeyi hak ettiği açıkça görülüyor.

Muhabir: NECATİ MALDAR