Türkiye’nin incir başkenti Aydın’da yaz aylarıyla birlikte bambaşka bir telaş başlıyor. Bahçelerde toplanan incirler, güneşin altında sıra sıra diziliyor, günler süren sabır ve emekle adeta altın gibi kurutuluyor. Ancak bu geleneksel lezzetin ömrünü yıllarca uzatan gizli bir yöntem var. Aydınlı kadınların yüzyıllardır uyguladığı bu teknik sayesinde incirler ne böcekleniyor, ne kurtlanıyor, ne de küfleniyor. Üstelik tadını da ilk günkü tazeliğiyle koruyor. Peki bu özel sır ne, nasıl yapılıyor ve incirin sağlığa faydaları neler? İşte merak edilen tüm detaylar…
AYDINLI KADINLARIN SIRRI: DOĞAL KURUTMA YÖNTEMİ
Aydın’ın incir bahçelerinde toplanan meyveler öyle rastgele kurutulmuyor; her adımı özen ve tecrübe gerektiriyor. Öncelikle çürük, ezilmiş ya da fazla olgunlaşmış incirler tek tek ayıklanıyor. Çünkü bu incirlerin diğerlerini bozma ihtimali oldukça yüksek. Sağlam ve diri olanlar ise bol suyla yıkanıp temizleniyor, süzülmeye bırakılıyor.
Ardından incirler boyuna ikiye kesilerek güneşin sıcaklığına teslim ediliyor. Fırın teli ya da özel sergiler üzerine serilen temiz bir tülün üzerine dizilen incirlerin üstü, sinek ve tozdan korunmaları için yine ince bir tülle örtülüyor. Böylece meyveler günlerce güvenle güneşleniyor. Aydın’ın kavurucu sıcağında yaklaşık 5 ila 7 gün arasında bekleyen incirler, zamanla suyunu kaybederek kıvamını buluyor.
Sonunda elde edilen ürün yalnızca kurumuş bir meyve değil, yıllarca dayanabilen, bozulmadan saklanabilen ve nesiller boyunca aktarılan bir lezzet haline geliyor. İşte Aydınlı kadınların yüzyıllardır sürdürdüğü bu yöntem, inciri hem daha güvenli hem de daha uzun ömürlü hale getiriyor.
İNCİRİ UNA BULAYIN, YILLARCA SAKLAYIN
Kurutma işlemi tamamlandıktan sonra Aydınlı kadınların asırlardır uyguladığı sır devreye giriyor. Bu yöntem o kadar etkili ki, incirin ömrünü yıllarca uzatıyor. Kuruyan incirler saklanmadan önce tek tek una bulanıyor. İncecik beyaz un, incirlerin yüzeyini kapladığında hem birbirine yapışmaları önleniyor hem de böceklenme ve küflenme ihtimali neredeyse sıfıra iniyor. Böylece güneşin altında özenle kurutulan meyveler, basit ama etkili bir dokunuşla çok daha uzun süre dayanıklı hale geliyor.
Son adımda una bulanan incirler, bez torbalara ya da cam kavanozlara alınarak serin ve kuru bir ortamda saklanıyor. Bu yöntem sayesinde incirler sadece birkaç ay değil, yıllar boyunca tazeliğini koruyabiliyor. İşte bu yüzden Aydınlı kadınların mutfak sırrı, bugün bile sofraların en güvenilir geleneklerinden biri olarak yaşamaya devam ediyor.
KURU İNCİR Mİ, YAŞ İNCİR Mİ DAHA FAYDALI?
İncir denince akla ilk gelen sorulardan biri, hangisinin daha faydalı olduğu oluyor. Yaş incir mi yoksa kuru incir mi tercih edilmeli? Aslında her ikisi de farklı yönleriyle öne çıkıyor. Kuru incir, yüksek lif oranı sayesinde sindirim sistemine destek oluyor ve uzun süre tok tutuyor. İçeriğindeki demir, kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerle hem kemik sağlığına hem de enerji ihtiyacına katkı sağlıyor. Bu nedenle özellikle sporcular ve yoğun tempoda çalışanlar için adeta doğal bir enerji deposu.
Yaş incir ise daha hafif ve ferah bir seçenek olarak öne çıkıyor. Bol miktarda C vitamini barındırdığı için bağışıklığı güçlendiriyor, su oranının yüksek olmasıyla da yazın serinletici bir meyve olarak tercih ediliyor. Şeker oranı kuru incire göre daha düşük olduğu için, tatlı bir lezzet arayan ama ağır şekerli yiyeceklerden uzak durmak isteyenler için ideal bir seçenek. Kısacası, kuru incir uzun süre saklanabilmesi ve yoğun besin değeriyle güçlü bir takviye görevi görürken, taze incir hafifliği ve ferahlatıcı tadıyla sofralarda farklı bir yer buluyor
