29 Mayıs 1453 İstanbul’un fethi.

Tarihte kurulmuş pek çok medeniyetin kalıntılarını topraklarında halen barındırmaya devam eden Türkiye şanslı bir ülke konumundadır. Bizans İmparatorluğu’na da ev sahipliği yapmış olan bu kadim topraklar daha nice topluluklara kucak açmış.

Dönemin en güçlü imparatorluklarından biri olan ve Anadolu topraklarını da içine alan Bizans İmparatorluğu’nun başkenti ve ticaret kenti Konstantinopol  zengin bir başkentti.

Öte yandan Osmanlı İmparatorluğu’da yükseliş dönemine girmiş ve başta bu bölge olmak üzere Avrupa’da ve Orta Doğu’da güçlenmeye başlamıştı. Konstantinopol jeopolitik konumuyla da daha önceleri başka ülkeler tarafından defalarca kuşatılmış ve alınmaya çalışılmış. Osmanlı İmparatorluğunun genç ve güçlü lideri olan sultan II. Mehmed Han’ın da bu kadim şehirle ilgili planları vardı.

Burayı Osmanlı topraklarına katarak hem imparatorluğunu güçlü kılacak hem de İslamiyeti Avrupalılarla daha yakından tanıştıracaktı. Genç padişah uzun yıllar süren planlamalar ve çalışmalar neticesinde Konstantinopol’ün çevresini güçlü ordusuyla abluka altına aldı. Ancak bu surlarla çevrili kenti almak kolay olmayacaktı.

Bunu iyi bilen sultan II. Mehmed Han birbirinden akıllı ve güçlü komutanlarıyla şehri almak için stratejik planları kullanmaya başladı. Öncelikle kara ordusuyla Bizanslılara korku saldı. Ama kibirli Bizans imparatoru Konstantin’nin ve komutanlarının öngörüsü olası savaşı II. Mehmed’in kaybedeceği yönündeydi. Oysa Osmanlı ordusu kenti almak için yer altından da tüneller kazmıştı. Boğaz bölgesinde Osmanlı gemilerine değişik tuzaklar hazırlanmıştı. Hatta denizin içerisine zincirlerden oluşan kapanlar yerleştirilmişti. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Osmanlı ordusu kadırga (ahşap) gemilerini karadan atlara bağlayarak yerleştirdikleri yağlı tomruklar üzerinde kaydırarak denize indirmiş ve tam da Bizans sarayının önlerine gelmişlerdi. Artık başlatılan savaş tüm hızıyla günlerce sürmüş ve en nihayetinde bu güzel ve özel şehir Osmanlı mülkü olarak Türk topraklarına dahil edilmiştir.

Evet bundan tam 570 yıl önce Türk kenti olan Konstantinopol’ün ismi de İstanbul olarak değiştirilmiştir. Şimdi başta ülkemizin olmak üzere dünyanın en prestijli şehirlerinden biri unvanına sahiptir. Ticaret, sanat, kültürün başkenti olarak Türkiye’mizin adını tüm dünyaya duyurmaya devam etmektedir. Stratejik ve coğrafi konumuyla Avrupa ve Asya’yı bağlayan bir köprü vazifesi görmektedir. İşte bu kadim şehir binlerce yıldır nice medeniyetlere ev sahipliği yaptıktan sonra yarım milenyumu aşkın bir süredir de Türk kenti olarak gururumuz olmaya devam ediyor.

İstanbul’un Türk toprağına katılışının 570’nci yılı kutlu olsun...