Ege Bölgesi’nin gözde ağaçlarından olan zeytin ağacının insanlık tarihindeki yerini kavrayabilmek için, bundan 39 bin yıl öncesine uzanmamız gerekiyor. Zeytin ağacına ilişkin bugün elimizdeki en eski veri, Ege Denizi’ndeki Santorini Adası’nda yapılan arkeolojik çalışmalara dayanıyor. Bu çalışmalarda 39 bin yıllık zeytin yaprağı fosilleri ortaya çıkarıldı.

Kuzey Afrika’daki Sahra Bölgesi’nde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda ise milattan önce 12 bin yılına ait zeytin ağacı bulgularına rastlandı. Ancak ilk zeytin hasadının ne zaman ve hangi uygarlık tarafından yapıldığı bilinmiyor.
***
Dünyadaki ilk ağaç olarak bilinen zeytin, insanlık tarihinde çok özel ve kutsal bir yere sahiptir. Zeytin; bereket, refah, barış, adalet, akıl, bilgelik, uzun ömür, zafer, yeniden doğuş gibi insanlık için önemli kavramların sembolüdür. Sağladığı sayısız fayda ve güçlü fiziksel yapısı ile kutsal kitaplardan, mitolojilere, efsanelerden, sanat eserlerine bir çok yerde övgüyle yerini almıştır.

Zeytini bu kadar özel ve kutsal kılan çok yönlü kullanım alanı ile sunduğu nimetlerdir. Binlerce yıl çok önemli bir gıda ve ticaret maddesi olmuştur.  Ağacından meyvesine, yaprağından çekirdeğine her şeyi bir faydaya dönüşmüş; dini kutsamalarda, doğum, evlenme gibi törenlerde, aydınlanmada, birçok hastalığın tedavisinde, kozmetikte vb. bir çok değişik kullanım alanıyla insan yaşamında çok büyük rol oynamıştır.
***
Dini ve mitolojik kaynaklar da zeytinin kökeni ve kutsallığı hakkında bilgiler yer alıyor. Tüm semavi dinlerde bahsedilen zeytin, Kur’an-ı Kerim’de altı defa geçer ve “and olsun incire ve zeytine” denilerek yeminle onurlandırılır. Eski Mısırlılar, zeytinciliği Tanrıça İsis’in öğrettiğine; Yunanlılar ise zeytin ağacının Bilgelik Tanrıçası Athena’nın insanlığa bir hediyesi olduğuna inandılar. Roma İmparatorluğu’nda Sezar’ın başında zeytin ağaçlarından yapılmış taç, güç simgesiydi.

Eski Yunan ve Roma Uygarlıklarında kutsal bir aileden gelmiş olmanın işareti bir zeytin ağacının altında doğmuş olmaktı. Bunlar gibi bir çok efsanenin ortak noktası zeytin ağacının tanrısal ve kutsal bulunmasıydı. O kadar kutsal sayılmıştı ki zeytin tarımının sadece iyi ve dürüst insanlar tarafından yapılmasına izin verilmiş; ağaca zarar verenler ise ölümle cezalandırılmıştı.
***
Zeytin ağacını bu kadar değerli kılan en büyük özelliği ağır ve zahmetli büyümesine karşın yaz kış gümüşi yeşil yapraklarını koruyarak yüzlerce yıl yaşayabilmesidir. Ortalama ömrü 300-400 yıl olmakla birlikte 3 bin yaşında zeytin ağaçlarına da rastlanmıştır. Kök sistemi çok güçlü olan zeytin ağacı suya ulaşmak için köklerini toprağın derinliklerine uzatır. Ana kökü sürekli yeni kökler vererek gövde ve dalları besler.

Ömrünü tamamladığında ise gövdesi kurur ancak köklerinden yeşeren sürgünlerden yeni bir agaç sürgünlenir. Bu nedenle “Ölmez Ağaç” olarak anılır. Romalılar ise sonsuz bir yaşama gücüne sahip olduğuna inandıkları zeytin ağacına “Vivax Oliva” yani “Yedi Canlı Zeytin” adını vermişlerdir.
***
Homeros’a fısıldayan zeytin ağacının dediği gibi ”siz gelmeden öncede buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.”

Sağlıcakla kalın…