Ülkemizde tarım en savunmasız sektörlerin başında gelmektedir.

Tarıma saldıran veya etki eden unsurların başlıcaları doğa olayları,genel ekonomi,pazarlama sistemi,diğer sektörler,finans çevreleri,politikacılar,sanayileşme,şehirleşme,alt yapı yatırımları,bürokrasi ve devlettir.

Devlet açısından ele aldığımızda ,her ne kadar bazı yasalarda tarım korunuyor gibi gözükse de gerçekte aksi yaşanmaktadır.

Bunun en canlı misali Türk tarımında herhangi bir bitki çeşidini koruyan yegâne yasa olan 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu, kararnamelerle ihlal edilerek diğer sektörlerin zulmüne uğramasına yol açılmaktadır.

Hiçbir üretici diğer sektörlerin sahalarında tarımsal faaliyet göstermeyi düşünmezken, başta maden ve enerji sektörleri her geçen gün büyük miktarlarda tarım arazilerine konarak (!) o arazilerde bir daha tarım yapılmamasına yol açmaktadırlar.

Diğer sektörlerin bitmez tükenmez ihtirasları sonucu verimli tarım arazileri her geçen yıl azalmaktadır. Bunların yerini ise maden sahaları, yeni yerleşim yerleri, fabrikalar, yollar, köprüler, havalimanları, enerji tesisleri ve sanayi yerleri almaktadır.

Türkiye’de 77.9 milyon hektar olan arazi varlığının 23.20 milyon hektarını ekilen tarım arazileri oluşturmaktadır.

2001-2018 yılları arasında, toplam tarım alanı %8 azalışla 2001 yılında 40.97 milyon hektardan 2018 yılında 37.82 milyon hektara gerilemiştir.

Bu gerileme dünyadaki 87 ülkenin yüzölçümünden daha büyüktür.

Çeşitli kirletici unsurlar ve diğer sektörlerin tarıma ve tarım varlıklarına yaklaşımları dolayısıyla tarım arazilerinin ürün verme gücü zamanla azalmaktadır. Buna ek nedenler ise tuz oranında artış, yanlış tarımsal planlama sonucu yanlış ürün yetiştiriciliği, bilinçsiz ilaç ve gübre uygulanması ve çeşitli toprak verimlilik kayıplarıdır.

Diğer yandan tarım topraklarının yanlış ve amaç dışı kullanımı sonucunda erozyon olgusunu sorununun üst sıralara taşımak gerekmektedir. İşlenen tarım arazilerin yaklaşık %70’i erozyondan zarar görmektedir.

“Arazilerin sahip olduğu özelliklerin dikkate alınmadan kullanılmaması tarımsal üretimde verimliliğin azalmasına sebebiyet vermektedir. Bu durumun önlenebilmesi için ise arazi kullanım planlamasının yapılması önem arz etmektedir.”

“Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının en önemli sebebi olarak artan nüfus gösterilmektedir. Tarım dışı kullanım ise kısa vadede kazanç ve rant sağlar. Fakat uzun dönemde ise azalan tarım toprakları ile birlikte sosyo-ekonomik olumsuzluk, kıtlık, tarıma dayalı yatırımların son bulması, bitki çeşitliliğinde azalış ve alım gücünde azalma meydana getirir.”