Fiyat konusu iktisat ve pazarlama alanlarında çok önemli bir yere sahiptir.
Bir mal ya da hizmetin fiyatı tespit edilirken yöneticiler öncelikle o ürünün birim maliyetini hesaplamak durumundadırlar. Daha sonra maliyetin üstüne belirli bir kâr marjı ekleyecek o ürünün fiyatını oluştururlar.
Yetiştiricilerin ürünlerini istedikleri fiyatlardan satamadıkları için eylem yaparak ürünlerini yollara dökerek imha ettiklerini ya da tarlalardan veya bahçelerden hiç toplamayıp çürümeye terk ettiklerini sıkça medyadan takip edebiliriz.
Fakat aynı zaman diliminde aynı tarım ürünlerini farklı bölgelerdeki tüketiciler yine aynı fiyat seviyesinden satın almaktadırlar. Çünkü tarımsal ürün pazarına hâkim olan aracılar ve kabzımallar tarımsal ürünleri bol oldukları yerden ihtiyaç olan yerlere götürmeyip bir nevi ambargo uygulamaktadırlar.
Bu durumda ne elde kalan ürünler satılabilmekte ne de nihai tüketiciler istedikleri yaş meyve ve sebzeleri daha ucuza satın alabilmektedirler. Ürün yetiştiricisi ürününü yetiştirmek için ciddi zorluklara katlanırken kârın büyük bir kısmını aracılar almaktadırlar.
Yetiştiricilerinin kendi ürünlerinin fiyatlarla belirlenirken yetiştiricilerin hiçbir şekilde etkili olamamalarıdır.
Piyasa şartlarında fiyat arz ve talebin kesiştiği noktada oluşur. Fakat özellikle tarım ürünleri piyasasından bu kural çoğunlukla geçerli olmaz. Yetiştiriciler alıcılar karşısında bireysel davrandıklarından dolayı ürünlerin fiyatlarını alıcı firmalar tek başlarına belirler ve oluşturdukları fiyat seviyesini korurlar.
Bundan dolayı tüketiciler yaş meyve ve sebzeleri daha yüksek fiyattan nihai satıcılardan satın alırken, fiyat oluşumuna hiçbir şekilde müdahale edemeyen yetiştiriciler ise tarımsal faaliyetler sonucunda ortaya çıkan hasılanın büyük bir kısmını araçlara bırakmaktadırlar.
2024 yılı gıda fiyatları denetimlerinin en alt düzeyde kaldığı bir dönem olmuştur. Bunda üreticiden sonra oluşan fiyatlara etki eden pazarlama aktörleri dediğimiz aracıların mali ve ticari açıdan denetlenmemeleri yatmaktadır.
Bu denetimsizlik üretici-tüketici fiyat rakamlarındaki farkı pek çok zaman % 500’lerin üzerine çekmiştir.
Bürokrasi, yönetici ve politikacıların piyasa hareketlerine yanlış teşhisler koyarak,gıda fiyat artışlarının müsebbibi olarak üreticiyi işaret etmeleri 2025 yılından itibaren üreticide önemli bir kesimin tarımı terk etmesine,tarım nüfusunun daha da yaşlanmasına neden olacaktır.
Uzun vadede ise tarımsal üretim sürecinin kesintiye uğraması, ülkenin milli gıda üretiminin aksaması kaçınılmaz olabilecektir.