Günümüzün en önemli çevre olayı kuraklıktır. Kuraklık tarihi ise önümüzdeki on yıllarada başımıza geleceklerin aynasıdır.Bu bakımdan kuraklık ve iklim tarihinin tanınması ve bilinmesini önemli kabul ediyoruz.

Orta Çağ’ın (476–1453) önemli bir bölümü özellikle M.S. 950–1300 yılları arası sıcak ve nemli geçmiştir.

Sıcak ve nemli Orta Çağ’ın (476-1453) sonlarına doğru özellikle M.S.1300 yılından sonra dünya ölçeğinde iklim soğumuş, küçük buzul çağı (1350-1850) adı verilen soğuk bir dönem Yeni Çağ’a (1453-1789) damgasını vurmuştur.

Ortaçağ Sıcak Döneminin sonuna doğru (M.S.950-1300) sıcaklık düşmeye başlamış ve 14. yüzyılın başlarında ve Yeni Çağ’da Avrupa ile Asya'da büyük sorunlara neden olmuştur. Bu nedenle Yeni Çağ soğuk dönem olarak bilinmektedir. Başlangıçta Kuzey Atlantik'ten gelip İngiliz Adaları üzerinden geçerek uçsuz bucaksız alanları etkisi altına alan ani bir nem dalgası görülmüş, hemen hemen izleyen on yıl boyunca batı Avrupalılar bir dizi ekin çürümesi ve nehir taşması olaylarıyla karşılaşmışlardır. Bunların neden olduğu açlıklar.

1315-1317 arasında “Büyük Açlık “la doruk noktasına ulaşmıştır. O ve ertesi yıl Avrupa’da tahıl ürünleri tamamen yok olmuştur. Eşi benzeri görülmemiş ölümlere neden oldu, ama daha da kötüsü otuz yıl sonra “Kara Ölüm”le gelecekti. Kara Ölüm ‘den hemen önce, dört yıl süreli kötü hava koşulları ve zayıf hasatlar geniş çaplı beslenme yetersizliğine neden oldu. Bu korkular, birçok yerin yanı sıra Anadolu’dan da tahıl ithalatı yapılmasına yol açmıştır.

1332’de Çin’de Sarı Nehir üst üste taşmış ve bu durum 1332’de 7.000.000 Çinli'nin yaşamını yitirdiği ortaçağın en büyük sel felaketiyle son bulmuştur. Bölgede sel sonrasında sayısız insan sellere kapılmış, cesetler ve su kirliliği vebayı ortaya çıkarmıştır. Dünyayı kasıp kavuran veba ilk olarak Çin'de ortaya çıktı. Ticaretle limanlar yoluyla yayıldığı sanılan, hastalıklı farelerle bulaşan vebanın yalnızca iki yıl içinde Batı Avrupa nüfusunun üçte birinin yok olmasına yol açmıştır.

1350–1850 yılları arasındaki Küçük Buzul çağıdır. Avrupa’da belirgin sosyal değişikliklere yol açtığı kabul edilmektedir.

1816 yılına ait olup bu tarih “yazsız yıl” olarak anılmaktadır. En kötü kıtlıklardan biri de 1693 yılının başarısız düşük hasılatı neticesinde 17. yüzyılda Fransa da meydana geldi. Fransa ve çevre ülkelerde yaşayan binlerce insan açlıktan öldü.

İklim trajedileri daha zengin ülkelere, özellikle de ABD'ye toplu göçlere neden olmuştur. 1816-17'deki büyük çöküş sırasındaki iklim değişiklikleri Avrupa'dan ötelerde de hissedilmiş, yalnızca Avrupa'dan ABD'ye değil, ABD'nin içinde de bir göç akını başlatmıştır.

1816 ve 1817 yıllarının "görülmemiş soğuklukta ve uygunsuz koşullardaki" baharlarından sonra büyük bir açlık korkusu "göç” ruhuna taze bir çekicilik kazandırmıştı. Yüzlerce kişi evlerini düşük fiyatlara satarak alelacele uzak diyarlara doğru yola koyuldular."

İklim değişikliğinin hiç gündemde olmadığı zamanlarda bile dünyada büyük kuraklıklar yaşanmıştır. Örneğin, kuraklıktan dolayı 1907 yılında Çin’de 24 milyon, 1921–22 yılları arasında Rusya’da 5 milyon, 1900 yılında Hindistan’da 3 milyon insan hayatını kaybetmiştir.