Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremlerin ardından artçıları da devam ediyor. 11 ili neredeyse tamamen yok eden bu depremlerde binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti ve binlercesi de yaralandı. Depremin yıktığı sadece binalar olmadı, binlerce aile darmaduman oldu. Aileler yok oldu, dağıldı, paramparça oldu. Bazı hanelerde 5/10/15/20 ve daha fazla aile bireyi hayatını kaybetti. Kadınlar dul kaldı, çocuklar yetim ve öksüz kaldı. Evlerinden işlerinden oldular, depremin verdiği korkuyla daha acılarını yaşayamadan başka illere göç edenlerde oldu.

Evet bu yaşananlar kabustan öte bir şey, koyu karanlık dehlizlerde savruldu binlerce insanımız.

Yaralar sarılır, binalar yeniden yapılar, yok olan kentler yeniden inşa edilir ancak kalplerde açılan yaraların kapanması gerçekten çok zor hatta imkânsız… Sevdiği birini kaybetmenin, evladını kaybetmenin, ana-baba kaybetmenin acısını bilmek o kişi ya da kişilerle empati kurabilmek gerçekten çok zor. O kişilere sadece başın sağ olsun demek düşer kayıp yaşamamış kişilerce. Ama o acıları yaşayanları teselli etmek mümkün değildir.

Şimdi, deprem yıkıntıları arasından sağ olarak çıkan herkesi kucaklamak zamanı. Onlara acıyarak değil sevgiyle teselli etme zamanı. Kaybettikleri canları onlara asla geri veremeyiz ama duygudaşlık ederek kalplerine dokunabiliriz. Öte yandan profesyonel psikiyatrik destek yardımlarıyla da depremzedelerin duygusal sorunlarına çözüm bulunabilir. Toplumsal destekle bu sorunlar bir nebze aşılabilir. Kısacası gün birlik ve beraberlik içerisinde olma günüdür… Duygudaşlıkla onların yaralarını sarabiliriz.