Türkiye geçmişte sulak alanlarının bolluğu ve hemen her coğrafi bölgelerinde irili ufaklı göllerin mevcut olduğu su zengini bir ülkeydi. Suyumuz bereketli topraklarımızı besleyerek tahıl ve sebze-meyve üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmamızı sağlıyordu. Ancak son 40 yıldan bu yana periyodik olarak yağışların azalması iklimsel değişiklikler, küresel ısınmanın ön görülemez yıkıcı etkileri ülkemizi su fakiri ülkeler arasına doğru itmeye başladı. Sularımızı kaybetmemizin diğer bir faktörü de bilinçsizce su tüketimi yapmamızdan kaynaklanıyor. Tarlalarımızı sularken yaptığımız en büyük hataysa vahşi sulama (gelişi-güzel) sulama tekniğinden vazgeçmememizdir. Bilim insanlarının son yaptığı incelemeler doğrultusunda yaptıkları açıklamada aralarında Türkiye'nin de olduğu yaklaşık 8 ülkede yakın gelecekte aşırı kuraklıkların yaşanacağı öngörülüyor.Böylesi bir olasılığın gerçekleşmesini düşünmek bile yıkıcı etkilerinin nelere sebep olacağı sorusunu akıllara getiriyor...

Göz önünde görünen ve uzun yıllardır kuraklıkla boğuşan bazı ülkelerin nasıl bir çıkmazla karşı karşıya kaldıklarını biliyoruz. Aynı şekilde ülkemizin de kuraklık girdabına düşmesi endişe verici bir durum oluşturuyor.

Susuzluğun yıkıcı etkenlerini yaşamamak için acilen atılması acil adımlar sıklıkla dillendirlmeye başladı. Tarım ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz 2 yıl önce bazı adımlar atarak su sorununa acil çözümler bulmaya başladı. Yer altı barajları teker teker inşa edilmeye başladı, böylece sularımızın buharlaşma yoluyla yok olmasının önüne geçiliyor. Öte yandan çiftçileri bilinçlendirerek sulama suyu kullanımında damlama-sulama yöntemine acilen geçmeleri yönünde bilgilendiriliyor. Ayrıca hane ve işletmelerde su kullanımı yapan vatandaşlar da yayınlanan kamu spotlarıyla içme ve kullanma konusunda bilinçli olmaya çağrılıyor. Bu kışta maalesef kurak geçiyor, yeterince yağmur ve kar yağışı olmayınca endişler yeniden artmaya başladı. Özellikle büyük kentlerde nüfusun yoğun olması su tüketimininin artmasına neden oluyor. Barajlardaki su doluluk

oranları da endişe vermeye başladı. Zira önümüzdeki bahar aylarında yeterince yağış olmazsa yaz aylarının daha da zor geçeceği dillendiriliyor. Bundan sonraki dönemlerde her birimize önemli bir görev düşüyor, sularımızı idareli kullanmak ve ziyan etmemek... Yoksa su bulmakta gerçekten zorlanacağız su yaşamımızın başlıca olmazsa olmazı bu sorunla başetmek için üzerimize düşeni yapmaya mecburuz...